Yatay iletişim

A -
A +

İnsan vücudu çok muhteşem!.. İnsan onun hakkında her an yeni bir şeyler öğreniyor. Öğrendikçe hayranlığı artıyor. Muhteşem bir sistem bütünlüğü çerçevesinde akıllara durgunluk verecek bir tarzda dünya sahnesinde yer alıyor ve sonra zamanı gelince sessizce çekilip gidiyor. Son günlerde Bill Gates'in ziyareti münasebetiyle onun meşhur 'Digital Sinir Sistemiyle Düşünce Hızıyla Çalışmak' isimli kitabı yeniden gündeme geldi. Malum Microsoft, İnter ve İntranet bağlantılarla kurulan network (şebeke yani örümcek ağına benzer) sistemlerle insanları, şirketleri, toplumları birbirine bağlayarak bilgi akışını ışık hızına ulaştırmaya çalışan şirketlerden biri. Bu yaklaşım tarzı insan vücudundaki sinir sisteminin bir kopyası. İnsan vücudundaki mükemmelliğe ulaşması mümkün değil, ancak o hedefe ulaşmak için insanoğlu kıyamete kadar uğraşıp duracaktır. Çünkü insan vücudunda mesela beyinden gönderilen bir mesaj hiçbir kayba uğramadan ve mânâsını yitirmeden vücudun en ücra köşelerine kadar ulaşıyor ve bu faaliyet hiçbir kesintiye uğramadan ömür boyu sürüyor. Kesintiye uğradığı zaman önce vücudun mesaj ulaştırılamayan kısımları, tedbir alınmazsa bazen de vücudun tamamı arızalanıyor hatta ölüm oluyor. Bu örnekten hareketle şirketlerin en önemli faaliyetlerinden birinin 'iletişim' yani haberleşme olduğunu söyleyebiliriz. Rekabetin henüz globalleşmediği yıllarda şirketler, yukarıdan aşağıya emir ve talimatların gönderildiği tek yönlü iletişim faaliyetleriyle patronları memnun edecek başarılara imza attılar. İş hayatında esen değişim fırtınaları müşteriyi 'patron' hatta 'kral' haline getirince, müşterinin ne istediğine kulak vermek isteyen akıllı yöneticiler aşağıdan yukarıya iletişim kanallarını kurmaya ve güçlendirmeye gayret ettiler... Şirket kültürü oluşmazsa!.. Önceleri yani birkaç yıl önce 'yeni bir Amerikan modası' olarak hafife alınan 'Globalleşme' son birkaç yıldır tsunami tarzında iş hayatını sarsmaya başlayınca daha akıllı yöneticiler bu karmaşa ortamıyla ancak 'insanlığın hayrına misyon ve vizyonlar etrafında birbirine gönül bağıyla bağlı liderler ve onların vizyondaşlarının' gayretleriyle baş edebileceklerini idrak ettiler. İşte burada 'yatay iletişim' ortaya çıktı. Herkesin birbiriyle rütbe, makam, mevki, arabasının markası, ofis mobilyasının kalitesi, diplomasının ne tür çerçeveyle asılı olduğu, yakasının rengi, ellerinin nasır katsayısı düşünülmeden rahatça konuşabildiği gerçek anlamda samimî ve tabiî bir çalışma ortamıyla mümkün olabiliyor bu iletişim tarzı. Nasıl mı olacak? Zor soru. Ancak değişim konusunda dinlediğim yüzlerce uzmanın ortak görüşü olarak şunu söyleyebilirim: Sakın ola şirketinizde uygun bir şirket kültürü oluşturmadan yakışıklı yönetim modellerine ve hart ve soft bilgisayar yatırımlarına girişmeyin. Boşuna uğraşmış olursunuz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.