Ülkenin düşünme yeteneğinin neredeyse dumura uğradığı bir ortamda, düşünen, düşündüren, küçücük de olsa heyecan verebilen şeyler duymak ihtiyacındayım şahsen. Doğru Yol Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği toplantıya da bu yüzden katılmak istedim. "Yeni Yönetim Modeli"nden bahsediyorlar merak ettim. Bir de bendeniz epey bir zamandır yönetim konusuna kafa yoruyorum ya... Sayın Çiller İstanbul için şimdilik bir özlem sayılabilecek bir yönetim modelini tartışmaya açtıklarını söyleyerek uzun ve detaylı sunuşla projeyi takdim etti. Özet olarak İstanbul'daki İl Genel ve Büyükşehir Meclislerini tek bir yapıda birleştiren ve bu meclisin seçilmişleriyle oluşturulan encümen ve kurullarla hizmetleri bir elden yürütmeyi tasarlayan bir yapılanma. Gerçekten bir yenilik, yeni bir kıvılcım. Hazırlanmasında İstanbul'u, Valiliği döneminden iyi tanıyan Sayın Hayri Kozakçıoğlu'nun da epey çaba serfettiği anlaşılan proje tabir caizse "taşı yerinden oynatmış" oluyor. Çünkü dünya şehri, hatta dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'un Türkiye'nin ve insanlığın hizmetine en iyi şekilde sunulması köhnemiş mevzuat ve zihin yapılarıyla mümkün değil. Çünkü önümüzdeki yıllarda İstanbul'u Avrasya'nın finans, bankacılık, eğitim ve kültür merkezi olma sorumluluğu bekliyor. O günlere her yönüyle, ama bu arada yönetim tarzıyla da hazır olması gerek. Modelle ilgili uzmanlar çok şeyler söyleyeceklerdir. Ancak bendenizin ilk gözüme çarpan şey yeni yönetim modelinin iki başlılığa yer vermeyecek tarzda geliştirilmeye çalışılması gereğidir. Çünkü bir organizasyon, kurum ya da şirketin en büyük handikapı "İki başlı bir yönetim"e sahip olmasıdır. Sayın Çiller'le yaptığımız özel görüşmede de bu konuyu tartıştık. İstanbul'un rahatlaması Türkiye'nin rahatlamasıdır. Umarız bu cesur çıkış kamouyunda gereken ilgiyi bulur.