Yeni çağa yeni kafa

İş hayatının tarih boyunca geçirdiği değişimler ve şirketlerin tabii büyüme süreçleri sonucunda yönetim tarzları da devamlı değişegelmiştir. Bu değişimi algılayan ve gerekli tedbirleri buna göre alan kuruluşlar ve şirketler daha başarılı ve uzun ömürlü olmuşlardır. Bugün de yeryüzünde içinde bulunulan ortam ve şartların şekillendirdiği kültür ve yaşayış tarzlarına uygun çeşitli organizasyon ve yönetim modelleri mevcuttur. Dünyanın çeşitli yerlerinde avcılık, balıkçılık ve toplayıcılıkla geçinen ve klan tarzı fiziksel güçlünün egemen olduğu topluluklar yanında, yönetme hakkının toprak mülkiyetine bağlı olduğu otokratik tarım toplumları, sermaye ve girişim kabiliyetinin temel alındığı çok katmanlı hiyerarşik yönetim tarzlarının uygulandığı toplumları mevcuttur. Son on beş yirmi yıldır bilginin ve bilgi işçileri denilen yeni bir çalışan sınıfının boy gösterdiği yeni bir toplum tarzı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan katılımcı ve demokratik bir yönetim anlayışı konuşulmakta, uygulanmaya çalışılmakta ve bu yeni anlayış yönetim bilimcilerin başını en çok ağrıtan konu olmaktadır. Esas baş ağrıtan ise yeni yönetim anlayışlarını benimsemekten ziyade eski anlayışların oluşturduğu davranış biçimlerinin terk edilememesi olmaktadır. Mesela sanayi çağında tarım çağının alışkanlıklarından daha kısa sürede kurtulabilmek için o günlerde organizasyon açısından mükemmel bir örnek olan askeri yönetim tarzı ve bunun gereği olan davranış tarzları benimsenmişti. Çok önemli bir gelişme Yukarıda kısaca bahsettiğimiz bilgi çağına adım atılmaya başlanan bugünlerde sanayi çağında oldukça işe yaradığı söylenen bu katı hiyerarşik yönetim tarzının terk edilmesi gerekmektedir. Bilginin ışık hızıyla yol aldığı bu çağda çalışanları işin içine katmadan yani gerçek ve mükemmel takımlar oluşturmadan rekabetle baş etmenin imkanı yok. Yıllardır söylenegelen bu hususta dün çok önemli bir gelişme oldu. Genelkurmay Başkanımız Hilmi Özkök Paşa yeni gelişmeler muvacehesinde artık ordularda da yatay iletişime imkan veren böylece ortak aklı harekete geçiren takımlarla katılımcı bir yönetime ihtiyaç olduğunu beyan etti. Yıllardır katı bir hiyerarşiyle, toprak ağası hatta klan şefi tarzı yönetimi sürdürerek global rekabetle baş edeceğini zanneden yöneticilere duyurulur.