Yetti artık!
Emin olun artık yoruldum. Kendimi bildim bileli ihtilaller, darbeler, aşırı derecede politize! olmuş siyasetçilerden bıktım usandım. Arkadaş dünyanın her yerinde milletler, devletler var. Buralarda da kendine göre düzenler var. Buralarda olan bitenden de artık herkesin haberi var. Komünizm, faşizm, sosyalizm, liberalizm, demokrasi ve benzeri sistemlerin uygulama sonuçları ortada. 12 Eylül darbesi sonucu millete dayatılan Anayasa'da belirlenen 'Laik, Demokratik, Sosyal bir Hukuk Devleti' modelinin milletin özlemi olduğu da biliniyor. O zaman ne olursunuz gelin kişisel çıkarlarımızı geri plana alma erdemini gösterelim ve bizden sonra gelecek nesillere barış ve mutluluk içinde yaşayabilecekleri bir düzeni ve ortamı hazırlayalım. Elimizdeki Anayasayı gerçek anlamda bir 'Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti'ni gerçekleştirecek şekle sokma cesaretini gösterelim. Tabiî bunun yolu en önce takım olmanın en önemli boyutu olan 'Farklılıklara tahammül'den geçiyor. Yıllardır yönetim konusunda okumaya ve de elimden geldiği kadar yazmaya, konuşmaya çalışıyorum, bunun en önemli konu olduğunda hemfikir olmayan bir kişiye rastlamadım. Sonra kendimize elle tutulur, makul mantıklı bir hedef, bir vizyon belirleyelim. Mesela on yıl sonra fert başına milli gelirimizi yirmi beş bin dolara yükseltmeyi hedefleyelim. Bu vizyonu millet, ulus, toplum, halk (adına ne diyorsak) paylaşır hale gelelim. Cumhurbaşkanı, Başbakan, asker-sivil bürokrat, atanmış-seçilmiş, profesör, işçi, esnaf, köylü hepimiz bu vizyonun gerçekleşmesine kafa yoralım. Bize sağlanan imkânları elimizden geldiği kadar israf etmeden kullanalım, tasarruf ettiklerimizi yıl sonunda geri verelim. İktidar muhalefet olarak birbirimize küsmek yerine, birbirimizi vizyondan saptığımız için ve de rakamlara, verilere dayalı olarak eleştirelim. Ne bileyim kardeşim can sıkıntısı ve bunalımdan aklıma ne geliyorsa sıralıyorum işte. Ama gelin aklımızı başımıza devşirelim, asırlarca adaletle hükmettiğimiz Avrupa'nın bugünkü sakinlerinden icazet alma rezaletine de hep beraber son verelim. "Yetti artık yetti!"