Yüksek duvarlar örmek' insanoğlunun gündeminde her zaman varolagelen işlerden. Bu duvarların en ünlüleri Çin, İstanbul ve Berlin'de inşa edilmiş. Bu arada pek çok duvar örülmüş ama onlar bu kadar dikkati çekememişler. Mesela yıllar yılı ekonomilerin belini büken gümrük duvarları, yöneticilerle yönetilenleri ayrı dünyaların insanları haline getiren 'ben bilirim' 'bizi adam yerine koymuyorlar' duvarları, bilgi akışını engelleyerek verimliliği düşüren mavi ve beyaz yakalılar arasındaki 'kibir duvarları' . Bu duvarların şirketler açısından en zararlı olanlarından biri de şirket içinde bölümler yani çeşitli faaliyet kümeleri arasına örülen ve milletlerarası literatürde 'Departmanlar arası duvarlar' olarak isimlendirilen oldukça yüksek ve kalın duvarlardır. Bu duvarların arkasından şu sesler duyulur: "Siz hiç reel sektörden bahsedildiğini duymadınız mı? İşte şirket içindeki reel sektör biziz. Üretim bölümü olarak bizim alınterimiz, gayretimiz, verimli çalışmamız olmasa ne olur bir düşünseler..." "Canım kardeşim tamam da biz pazarlama biliminin yıllar boyu biriktirdiği tecrübe ve bilgi birikimini kullanıp müşteriye ulaşılacak yolları bulup satışı adam gibi beceremesek bu üreticilerin ürettikleri ürünlerin stok maliyeti bile şirketi batırır. Şirketin kalbi pazarlama bölümüdür..." "Şu konuşulanları duydukça hasta oluyorum. Biz anlı şanlı ve kolalı yakalı finansmancılar olarak gerekli fonları hem de en uygun şartlarla sağlamasak bunlar ne üretip ne satacaklar merak ediyorum doğrusu..." "Hem bilgi çağına girdik, insan artık en önemli şirket varlığıdır, bu yüzden biz de 'Personel Müdürlüğü' levhasını kaldıralım 'İnsan Kaynakları Bölümü' levhasını asalım diyeceksin. Sonra da oturup en önemli bölüm hangisi diye tartışacaksın akıl alır gibi değil. En iyi elemanı bulup onları şirketin misyon ve vizyonu doğrultusunda eğitip yetiştirmezseniz, neye yarar fonlarınız, makine ve teknolojileriniz, üretim ve satış planlarınız ve hedefleriniz..." "Bunlar dinozorlar kardeşim, hatta dinozorların fosilleri. Şirketlere su hatta hava kadar elzem olan, globalleşen ve karmaşıklaşan iş hayatının olmazsa olmazı haline gelen bilgi teknolojilerini kullanmadan çok kısa zamanda duvara toslayacaklarını göremiyorlar. Bu kafayla şirketi de fosilleştirecekler haberleri yok. İnsanlık tarihinde ilk defa gençlerin yaşlılardan daha tecrübeli oldukları bir dönemde yaşadıklarını bir idrak etseler..." 'İş liderlerini' bekliyor... İş hayatı bu duvarları kaldırıp, bölümler arası barışı sağlayıp, insanlığın çektiği ıstırapları biraz olsun hafifletmeye çalışacak 'İş liderlerini' bekliyor. Siyasi liderler ancak mevcudu paylaştılar asırlardır, pastayı büyütecek olanlar gönlü insan sevgisiyle dolu iş liderleri ve onların vizyonlarını paylaşan takım arkadaşlarıdır. Bunun için hedeflerle mi yönetirsiniz, toplam kaliteye mi kafa yorarsınız, süreç yönetimi mi uygularsınız yoksa kendiniz kültürel yapınıza uygun yeni iş yönetim tarzları mı geliştirirsiniz duvarları yıkmak için o da sizin bileceğinizdir. Malum her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır derler...