Yunanlı deyip geçme!

A -
A +

Üniversitede asistanlık dönemlerimiz... Arkadaşım Prof. Dr. Erdoğan Oktay Hollanda'ya, bir üniversitede iki yıl tarımsal planlama ile ilgili çalışmalar yapmak üzere gitmişti. Döndüğünde epey sorgulamıştık kendisini. O yıllar yani 1970'li yıllarda Avrupa'ya gitmiş olmak bayağı önemli bir özellikti. Sohbetlerden aklımda kalanlardan biri şu; Erdoğan'ın aynı üniversitede Yunanlı bir arkadaşı var. Haliyle memleketlerdeki uygulamalar da gündeme geliyor. "Sizde nasıl, bizde nasıl?" Yunanlı araştırmacı gencin anlattığı pek ilgimi çekmişti o zaman. "Ama kime anlatırsın derdini? Kim dinler de alır, uygular bunu?" demiş ve unutup gitmiştik. Beyin, muhteşem bir organ. Yıllar sonra bulup çıkarıyor işte. Hikâye şu: "Yunanistan'da o zamanlar diplomayı alan ziraat mühendislerine, kendilerine bir köy seçmeleri söyleniyor. Ya da mühendis, ihtiyaç olan bir köye tayin ediliyor. Kendisine söylenen: 'Bak kardeşim, bu köyün ürün deseni şudur. Bu ürünlerden buğdaydan dekara şu kadar, pamuk, tütün, zeytinden bu kadar kg. verim alınıyor. İnek sütü yıllık ortalama bu, koyunda da şu. Köylünün bu ürün deseni ve bu verimlerle fert başına yıllık geliri de bu kadar... Köy sana emanet. Köyün yıllık ortalama gelirini artırmak için çalışmaya başla. İster köylüyü ikna et, ürün desenini değiştir ve yeni ürünler ilave et! İstersen mevcut ürünlerin verimliliklerini artırma çalışması yap, projeler geliştir. Beş yılın sonunda verimliliği ve köyün gelirini artırdığın oranda, senin maaşın ve kariyerin yükselir. Hadi sana kolay gelsin...' Bizde nasıl mı oluyor? Geçen gün emekliliği yaklaşmış bir sınıf arkadaşım ziyarete geldi. Ege Bölgesinde bir ilin Tarım İl Müdürlüğü'nde görev yapıyor. Çok yakışıklı bir binada 300 mühendis ve personel olduğunu, bunların 30 yıl önce işe başladığında olduğu gibi hâlâ harcırahsızlıktan bürolarda oturduklarını anlattı. Ben de bu karşılaştırmadan hareketle şöyle dedim kendi kendime: Bir zamanlar fert başına milli gelir dört bin dolara yakındı. Sonra üç binlere geriledi. Son günlerde ise iki binlere indi. Şimdi de AK Parti beş yıl için göreve geldi. Beş yılın sonunda fert başına milli gelir ne olmuş ona bakar, kararımı ona göre veririm. Böylece hamasi nutuklardan daha az etkilenirim... Dedim ya, beyin bu yüz milyar hücrenin birbirleriyle salkım saçak uzantıları vasıtasıyla trilyonlar, katrilyonlarca bağlantılar kurarak habire bir şeyler üretiyor... Düşünüyor, yorumluyor, sorguluyor... Durduramıyorsunuz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.