Zirveyi hedeflemek

A -
A +

Biz hiç tırmandınız mı? O zaman bilirsiniz ne zor bir şey olduğunu. Tuzla Piyade Okulunun kolej havasından sonra Patnos bayağı zor gelmişti. O zamanlar bir tek ana cadde, birkaç dükkan ve etrafa yayılmış çoğunluğu toprak damlı evlerden ibaretti Patnos. İlk zamanlar Garnizonda bir koğuşta kalıyorduk bekar yedek subaylar. Garnizon binalarından bakınca Patnos'u Ağrı'ya bağlayan toprak şose, onun arkasında dümdüz ve bomboş bir ova görülüyor ve bütün bunların gerisinde bütün haşmetiyle Süphan Dağı manzaraya mührünü vuruyordu. Yapılacak her şeyi yaptıktan sonra arkadaşlarla gözümüzü Süphan'ın zirvesine diktik. Bir pazar günü sabahı altı kafadar emektar bir Dodge'u bir günlüğüne ödünç alarak erkenden 'garnizonu izinsiz terk ettik'. Yanımıza aldığımız rehberimizin refakatinde iki bin metreye güle oynaya vardık. Sonra tırmanış başladı. Üç bin metreye kadar gerek dinlenmiş olmanın gerekse belli patikalar bulabilmenin verdiği rahatlıkla tırmanışı sürdürdük. Üçbin beşyüz metreden sonra oksijen azalmaya ve takım yorulmaya yol iz kaybolup kayalar üzerinde sıçrayarak ilerlemeye başlayınca hızımız çok düştü ve takımdan ilk fireyi verdik. Oldukça kilolu bir arkadaşı yanına yedek mermi, tabanca ve erzak bırakarak geri dönerken almak üzere geride bıraktık. Dört bin metreden sonra on onbeş adımda birkaç dakika dinlenerek dörtbin dörtyüz küsur metrelik zirveye vardık. Van Gölü'nün muhteşem manzarası eşliğinde kısa bir mola verdik ve dönüşe geçtik. Pazartesi Alay Komutanının odasındaydık. Maceramızı dinledikten sonra 'üç gün oda hapsi' aldık. Bunun ceza mı mükafat mı olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilimdir... 'Kâr marjları' düşünce... Türkiye'de rahmetli Özal'ın maddi ve manevi teşvikiyle zirveye tırmanmayı hedef alan özel sektör şirketleri doksanlı yılların ortalarına kadar hızlı tırmanışı sürdürdüler. O yıllardan sonra uzun yıllardır sürdürülen popülist politikaların iflasıyla ortaya çıkan krizler iş dünyasını sarstı. Ama bence daha da önemlisi iş dünyasının oksijeni olan 'kâr marjları' düşünce aşırı kârdan şişmanlayan ve hantallaşan birçok şirket yarı yolda kaldı diğerlerinin de büyüme hızları yavaşladı. Zirveye doğru devam eden yolculukta; sağlam kültüre sahip, safra iş ve kişilerden bünyesini arındırarak yalın üretim ve yönetim tarzını benimseyen, çalışanları şirket vizyonunu gönülden paylaşan, kaynaklarını verimli kullanarak kaliteli, uygun fiyatlı ve de müşteriye değer katan mal ve hizmetlere kafa yoran şirketler emin adımlarla yol almaktalar. Diğerleri ya yarıştan kopacaklar ya da bu işi iyi yapanları örnek alıp gerekli iyileştirme ve yapılanmaları yaparak yollarına devam edecekler. Bu işin rehbersiz yani danışmansız olabilmesi de mümkün müdür, onu da herkes kendi düşünsün.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.