Liderlik öyle sanıldığı gibi kolay bir şey değildir. Hatta imrenilecek bir şey de değildir. Kast ettiğim sadece siyasi liderlik değil. Her alanda liderlik zor 'zenaat'dır. Başarıyı takımdan, başarısızlığı kendinden bileceksin. Bu insanoğlunun öyle kolay kabul edebileceği bir şey midir? Bu zoru başaramayan liderlerin devam etmeleri mümkün değildir. Bunu yaparken de katıksız bir samimiyet içinde olacaksın. Rol kestiğini anladıkları anda takım üyelerinin desteğini anında kaybedersin. Takım üyeleri liderin samimi olduğuna inandıkları andan itibaren takımın başarısına inanılmaz katkılarda bulunmaya başlarlar. Bu 'inandırma süreci' bendenizin tecrübelerine göre en az altı ay, normalde bir yılı alır. Liderle takım arasında karşılıklı inancın muhafazası da önemli konudur. Bundan sonra liderin zorluğu 'Yalnızlığa tahammül edebilmektir'. Çünkü zaman içinde bütün liderlerin etrafında onları takım üyelerinden ayıran bir duvar oluşur. Bu duvarın en önemli malzemesi 'lidere duyulan sevgi, saygı ve güvendir'. Bu yüzden de bu duvar çok sağlamdır. Bunu aşıp lidere ulaşmak zaman içinde çok zorlaşır. Duvarın malzemesinin özelliği dolayısıyla onu yıkmaya kimse cesaret edemez ve de lider gittikçe yalnızlaşır. Bu boşluk aklı başında ve davayı gönülden paylaşan takım üyeleri tarafından; bazı güçlüklere göğüs gerilerek doldurulamazsa, bütün liderlerin duçar oldukları durum olur 'liderin etrafı dalkavuk ve çıkarcılar tarafından sinsice doldurulur'. Bu ise o liderin ve tabiatıyla o takımın sonunun başlangıcıdır. Çünkü artık lider 'herşeyi en iyi kendisinin bildiğine inanmaya başlamış, takım başarısının en önemli unsuru olan istişareyi kenara koymuştur'. Canım ne sağa sola çekiyorsunuz ki; klasik liderlik muhabbetlerinden biri bu. İnsanoğlu ile birlikte var olan ve herhalde onunla beraber var olacak olan.