AB kapısını zorlarken

A -
A +

Başbakan Erdoğan'ın Fransa'yı ziyareti sırasında TV kanallarından biri Türkiye'nin AB'ye girişi konusunda Fransız halkıyla yapılan mülakatları yayınladı. Çoğunluk Türkiye'nin AB'ye alınmasına karşıydı. AB'ye üye ülkelerin halklarının çoğunluğunun sinsi amaçlı propagandalar yüzünden Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olduğunu biliyoruz. Ama buna canlı olarak tanık olunca insan bir tuhaf oluyor. Peki, bunda bizim hiç mi günahımız yok? Var tabii ki. Türkiye'deki TV kanallarının haber ve görüntülerini şöyle bir gözden geçirin; hatta, eskileri hatırlayın. O kadar can sıkıcı, ilkel, akla mantığa uymayan öyle çağ dışı kareler var ki... AB ülkeleri içindeki Türkiye karşıtları bunları aleyhimize kullanmaz mı? Çetin Altan usta Milliyet'teki köşesinde hâlâ Türk'ün Türk'e propagandasını eleştirir durur. Türk'ün Türk'e propagandası mı kaldı efendim? Şimdilerde Türk'ün Türk'e ettiğini kim ediyor? *** Doğru oturup doğru konuşalım; toplum olarak AB'ye girmeğe hazır mıyız? Cehaletten tam olarak kurtulabildik mi? Sorumluluklarımızın idraki içinde miyiz? AB bünyesinde ayaklarımızın yere sağlam basması gerekiyor. Bunun için de kimlik ve kişiliğimize, kültürümüze sahip çıkmamız; çağın bilgileriyle donanmamız; bilgiyi kullanma becerisine sahip olmamız; teknolojinin olanca imkanından yararlanabilmemiz; kişi hak ve özgürlüklerine saygıyı öğrenmemiz, yoğun bir demokrasi kültürü almamız; bütün bunları gerçekleştirmek için de gece gündüz var gücümüzle çalışmamız şart. Bunları yapabiliyor muyuz? En azından bu yönde iyi niyetli çabalar içinde miyiz? Sanmıyorum. *** Bir vurdumduymazlık başını almış gidiyor. Başbakan var gücüyle çalışıp o diyar senin bu diyar benim, kapıları zorlarken memleket insanlarının ekranlara yansıyan manzaraları sizce umut verici mi? Hali vakti yerinde olanlar tatil yörelerinde ve eğlence mekanlarında vur patlasın çal oynasın günlerini gün etme peşindeler. Gençlerin büyük bir kısmı işsizliğin ve umutsuzluğun pençesinde kıvranmakta. Yoksulluk başını almış gidiyor. Büyük şehirlerde hırsızlık ve kapkaç olayları had safhada. Gıda terörü sağlığımızı tehdit ediyor. Her gün yeni bir çete ve mafya olayı patlak veriyor? Bilmem, daha saymağa gerek var mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.