AB'nin "Ce!"leri...

A -
A +

Hani bebeklerle oynaşırken elimizi yüzümüze kapatarak veya bir şey arkasına saklanarak bebeği "Ne var? Ne oluyor? İletişim mi koptu?" der gibi ağlamaklı bir ifadeyle derin meraklara salar da sonra ortaya çıkıp "Ce!" diyerek onun yüzünü güldürürüz ya, işte AB de bizimle buna benzer şekilde oynaşıyor. Allah için doğruyu söylemek gerekirse; hükümet AB'ye girmek için kararlılık, azim ve sabırla çalışıyor. Bu gayretiyle Batı'nın takdirini de topluyor. Haliyle umutlar pompalanıyor. Girdiydik, girecektik derken bir de bakıyorsunuz rüzgâr ters yönden esiyor. Çatlak sesler yükseliyor. Geçenlerde, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Elysee Sarayında düzenlediği basın toplantısında: "Türkiye, bugünkü şartlarda AB'ye üye olmağa hazır değildir" derken, öte yandan meşhur "Medeniyetler Çatışması"nın yazarı, ABD'li siyaset bilimci ve Pentagon danışmanı Prof. Samuel Huntington, Fransa'da yayınlanan Le Point dergisine verdiği demeçte, Türkiye'nin AB'ye üye olmak yerine İslam dünyasının liderliğini yapması gerektiğini ileri sürüyor... Chirac'ın sözleri bazılarınca ihtiyatla yorumlanırken, Huntington'un: "Türkiye AB yerine Müslüman mirasla barışsa iyi olur" başlıklı söz konusu demeci yazılı basında "medeniyetsiz yakıştırma" başlığı altında verildi. Oysa ünlü tarihçi bunu yeni söylemiyor, başından beri savunduğu fikirlerini tekrar ediyor. Bakınız 1997 yılında Türkiye'de Türk Sermaye Piyasası Kurulunda yaptığı konuşmada neler diyor: "Demokrasi ve ekonomik kalkınma Müslüman toplumlar arasında nadir görülmektedir. Türkiye başararak, Müslüman toplumlara, onların da başarabileceğini göstermelidir. İnanıyorum ki, Türkiye bu yüksek gayeye sahip çıkacaktır ve eğer İslami bir anlayışla kalkınmayı ve demokrasiyi birleştiren bir model olabilirse, bundan hem Türkiye hem de dünya faydalanacaktır." Öte yandan, Fransa'da bir internet sitesinde Türkiye'nin AB'ye alınmaması için "Türkiye'ye Hayır!" kampanyası başlatılmış. Anlayacağınız, AB çevreleri, bir şöyle bir böyle davranarak bizi oyalamağa devam ediyor. AB liderlerinin AB'nin savunduğu değerlerle çelişen bu ikiyüzlü tutumunu bizzat AB Komisyonu Başkanı Romani Prodi, sert bir biçimde eleştirerek şöyle diyor: "AB liderleri, Türk yetkilileriyle bir araya geldiklerinde Türkiye AB'ye üye olacak diyorlar; Brüksel'e gelince bana aman Türkiye konusunda acele etmeyin, yavaş gidin telkininde bulunuyorlar." Diğer taraftan Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı Angela Merkel de Türkiye'ye yerine getirilmeyecek vaatlerde bulunulmasından sıkıldığını beyan ediyor. Hasılı, AB maceramızda bizi bebekleri oyalar gibi oyalıyorlar. Gelişmeleri dikkatle takip ettiğinizde gidişat bütün "ce!"lere rağmen hiç de umut verici değil. Biz, demokratik gelişimlerimizi, çağdaşlaşma yolunda ilerleme ve kalkınma hamlelerimizi sürdürelim. Önce kendimize güvenir hale gelelim. Ondan sonra onurumuzla daha fazla oynanmasına izin vermeden ağırlığımızı koyalım. Hani ne derler; Beğenmeyen küçük oğluna almasın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.