Alo!.. Orada mısınız?

A -
A +

Futbolla pek ilgim olmadığı için genelde gazetelerin spor sayfalarını okumam, şöyle bir bakıp geçerim. Geçtiğimiz günlerin birinde Tercüman gazetesini karıştırırken spor yazarlarından Ali Gümüş'ü okuyacağım tuttu. İlk birkaç cümleye göz atınca yazı beni aldı götürdü. Çünkü yazar hepimizin çeşitli biçimlerde yaşadığı ve şikayetçi olduğu bir konuyu işlemişti. Konu özet olarak şöyle: Ali Gümüş Dolmabahçe Sarayı bahçesinde düzenlenen Basın Bayramını kutlama gecesinde vali Muammer Güler'le karşılaşır. Kısa bir sohbetten sonra Vali Bey, Gümüş'ü makamına kahve içmeğe davet eder. Ertesi gün Ali Gümüş valiliğe telefon eder. Başka bir yer çıkar. Meğer valiliğin telefonları değişmiş. Kendisine verilen numarayı çevirmiş, cevap veren olmamış. 118'i aramış, netice alamamış, Telekom rehberine bakmış, olmamış, Alo Valilik'i çevirmiş, olmamış. Neticede yazar arkadaşımız birkaç gün devamlı denediği halde Valiliğe ulaşamamış.Tam Aziz Nesin'lik bir hikaye... İletişim imkanları ne kadar gelişmiş olursa olsun, biz bu konuda bir adım ilerleyemiyoruz ne yazık ki... Bu yalnız teknik sorunlardan değil, aynı zamanda kişilerin (vali beyi tenzih ederim) niyet ve tutumlarından da kaynaklanıyor. *** Yıllar önce rahmetli Özal'ın ulusa sesleniş konuşmalarının birinde Anadolu'nun ücra köylerinden bir vatandaşın gece yarısı kendisini aradığını, uzun uzun sohbet ettiklerini söylediğini duyunca şaşkınlıktan neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Sıradan bir vatandaş telefon numarasını çevirecek şıp diye karşısına devletlü çıkacak!.. Olacak şey miydi?.. Biz ezilmiş bir toplum olduğumuz için içimizden iktidara gelip de her nasılsa devlet makamlarına oturanlar ne kadar ulaşılmaz olurlarsa kendilerini o kadar büyük adam sayarlar. Bu genel kanıyla bağdaşmadığı için rahmetli Özal'ın sözlerine bir süre inanıp inanmamakta tereddüt ettim. Sonra, Özal'ın tevazu sahibi olduğuna inandığım için "neden olmasın" dedim kendi kendime... Zaten Özal farkı da halka bu derece samimiyetle yakından duruştan, bu medeni tavırdan kaynaklanmıyor muydu? *** Benim için ideal yönetim biçiminde sıradan (ama vatandaşlık bilincine sahip ve medeni) bir vatandaş başı çok sıkıştığında kolaylıkla istediği devletlüye erişebilmeli. Ama nedense en halkçı olduklarını iddia edenler, seçim meydanlarında halkla omuz omuza poz verenler iktidara geldiklerinde birdenbire uzaya çekilmişler gibi en ulaşılmaz kişiler oluyorlar. Neden? Bu koltuklarda ne var? Söyler misiniz siz ey Olimpos zirvesinde oturanlar?

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.