Bayram benim neyime...

A -
A +

Bayram yaklaşırken görmüş geçirmiş büyüklerimiz "Nerde o eski bayramlar?" eseflenmesiyle söze başlayıp eski bayramlarla ilgili gözlem ve anılarını anlatmağa başlarlar. Benim de bayram üstüne yazmayı düşüneliden beri geçmiş günlerden bir şarkı dilimin ucuna gelip duruyor: "Bayram benim neyime, anam anam, garibem..." Ne kadar aldırış etmemeye çalışsam da içimde bir plak kendi kendine dönüyor: "Bayram benim neyime..." Bu, bilinçaltının bir oyunu mu, yoksa içe attığımız, hazmetmeye çalıştığımız üzüntülerin arabesk çıkışı mı, bilemiyorum. Kötümser değilim, kimsenin moralini bozmaya da niyetim yok. Ama dedim ya, bugünlerde bu eski moda şarkıya istesem de istemesem de esirim. Sağa baksam, sola baksam, aynı nakarat: "Bayram benim neyime..." Onun için tatile de çıkamadım. Tepedeki malum kavgayla patlak veren kriz aslında hepimizi can damarımızdan vurdu. Biraz elimizin genişlemesini, rahat etmeyi umut ederken yediğimiz lokmaya kadar varan kısıtlama zorunluluğu bizi müthiş sıkıyor. Hani eskilerin dar günlerimizde psikolojik bir rahatlama getiren bir sözü vardır: "Bu da geçer..." Ama ne yazık ki bugünlerde bu sözü de söyleyemiyoruz. Bunun adı resmen umutsuzluktur. Umutsuzluklar da bayramlara yakışmıyor. Nasıl umutsuzluğa düşmeyelim ama? Devletin tepesinde hâlâ uyum ve ahenkli bir iletişim sağlanamamış. Küs bir cumhurbaşkanı... Dev ülke sorunları altında ezilen bir başbakan... IMF tarafından tavsiye edilen "kurtarıcı". Yine tek adama bağlanan kurtuluş umutları... Sil baştan program çalışmaları... Temizlenmede bel bağlanan Zekeriya Temizel'in sürpriz istifası... TV kanallarında kurbanlık koyun gösterisi yapan devlet memurlarının içler acısı durumları... Türkiye'de beş kişiden birinin rüşvet aldığı veya verdiğinin tesbiti... Çığ gibi büyüyen işsizler ordusu... Bu müthiş krizin getireceği sosyal patlamalar... İşte, bütün bu tatsız gerçeklerin acıları içimde birikiyor ve kendi kendini ifade yolu buluyor: "Bayram benim neyime, anam anam garibem..." Sevgili okuyucularım, siz siz olun, benim gibi zaaf gösterip bu mısraların peşinden gitmeyin. Olgunluk gösterin. Umudunuzu yitirmeyin. Kanuni'nin o muhteşem sözünü hatırlayın: "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..." Sağlıklı mısınız? Rahat nefes alabiliyor musunuz? Şimdilik bunun sevincini yaşayın. Hayırlı bayramlar efendim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.