Beyoğlu deyince, aklımıza Taksim'den Tünel'e kadar uzanan İstiklal Caddesi ve arka sokakları gelir Oysa Pera, Galata, Talimhane, Sıraselviler, Cihangir gibi güzel ve gözde semtleri var. Ama halk arasında Beyoğlu'na çıkmak demek, İstiklal Caddesine çıkmak demektir. Bu kış İstiklal caddesinde pek uzun süren, gerek esnafı, gerek oradan geçen halkı canından bezdiren parke taş döşeme çalışmaları yapıldı. Neticede döşenen parke taşları beğenmeyen Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bunları söküp yeni taşlarla döşeme kararını açıklayınca gerek esnaf, gerek halk büyük bir tepki gösterdi. Bu tepkiler medyada sürekli olarak yansıtıldı. Sinema eleştirmeni arkadaşımız Attila Dorsay da bu konuda çok dertli olacak ki, Siyad ödül töreninde sitemini dile getirmeye kalkınca, yanlış anlaşıldı, kızılca kıyamet koptu. Beyoğlu Belediye Başkanı da dahil olmak üzere bütün belediye başkanları Dorsay'ı protesto eden bir mesaj yayınladılar. Bendeniz de, hem Beyoğlu'nun genç belediye başkanını yakından tanımak, hem de Beyoğlu'nu nasıl marka haline getireceğini öğrenmek üzere Ahmet Misbah Demircan'la görüştüm. Demircan, Kasımpaşa'da doğmuş. 1967 doğumlu. Aslında olduğundan da genç gösteriyor. Çocukluk ve gençlik yılları Kasımpaşa ve Beyoğlu civarında geçmiş. İlahiyat mezunu ama meslek olarak turizmciliği seçmiş. Taksim'de turizm acentesi açmış. Yani, Beyoğlu'nu yakından tanıyan bir yönetici. Mütevazılığından olacak, kendisi hakkında konuşmayı pek sevmiyor. Göreve geldiğindeTopbaş'ın yarım kalan projelerini takip etmenin yanı sıra, Beyoğlu'nu marka yapacak yeni çalışmalar başlatmış. Bakım ve yeni düzenlemelerle Talimhane'nin modern şehirciliğin simgesi haline getirilmesi, ilçe sakinlerine ödeme kolaylıkları getiren Beyoğlum Kartı, Beyoğlu'nu tanıtmayı amaçlayan, sözle müziğin birleştiği Beyoğlu Sohbetleri, ilçedeki başarılı öğrencilere tatil, eğlence ve eğitim fırsatı sağlayan Kefken Çevre ve Yaz Kampı, Okulların tadilat ve ihtiyaçlarını gidermeyi amaçlayan Okullar İçin El Ele kampanyası, modern aydınlatma sistemi, görüntü kirliliğini gidermek amacıyla binaların boyanması, taksi duraklarının yenilenmesi ve taksicilere eğitim seminerleri verilmesi, Beyoğlu'na hijyen standardı getiren Beyaz Zambak Projesi, başkan ve ekibinin başarılı icraatlarının başında geliyor. Anlaşılan o ki, özellikle biz bayanların, başta kapkaçcılık olmak üzere İstanbul'un genelini tehdit eden asayiş sorunları yüzünden gönül rahatlığı içinde gezmeleri ihmal ettiğimiz sıralarda meğer neler neler olmuş! Tabii engeller arasında iş, güç sebebiyle fırsat bulamamaklar da var... İcraatlarının pek azından haberdar olmam başkanı şaşırtıyor. Evet, ne yazık ki İstanbul'u doya doya yaşayamadığımız gibi, yapılan güzel işlerin de farkına varamıyoruz. Başkanın hedefi insanların yaşamaktan zevk aldığı bir tarihi dokunun titizlikle korunduğu, alt yapısı düzgün bir Beyoğlu oluşturmak... Sohbetimiz sırasında ben özellikle kadınlar üzerinde duruyorum. Tabii bu, güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Bunu dile getirdiğimde başkan ışıklandırılmadık yer bırakmadıklarını, dolayısıyla endişelerimin yersiz olduğunu söylüyor. İyi de canım efendim kapkaç olayları gündüz saatlerinde olmuyor mu? Başkanın Beyoğlu hedefleri yerinde ve güzel; buna iştirak ediyorum. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğine önem veren çözüm odaklı hizmet anlayışını, moderni oluştururken tarihi dokuyu koruma ve tarihi eserleri ortaya çıkarma gayretini takdir ediyorum. Ancak, buna ilave edeceğim şu: Beyoğlu ististisnasız her tarafıyla erkekler kadar kadınların da güven ve gönül rahatlığı içinde dolaşabilecekleri bir yer olmalı. Medeniyet, kadınların ayak bastığı yerde filizlenir.