Çağdaş medeniyetin üstüne çıkmak

Doğru oturup doğru konuşalım; biz, peşin hükümlerle hiçbir zaman batı medeniyetinin düşmanı olmadık, hâlâ da değiliz. Batı, Ortaçağın karanlığını yaşarken biz, Mevlanaların, Yunusların rehberliğinde hakikat nuruna erişen, insan sevgisini her şeyin üstüne çıkaran, evrensel değerlere ulaşmış aydınlanma çağı yaşadık. Zaman zaman duyduğumuz öfkeler, gösterdiğimiz tepkiler demokrasi, özgürlük ve insan hakları havarisi kesilen batı'nın, savundukları değerlerin aksine tavır takınmaları, birtakım dayatmalarla onurumuzu zedelemeye kalkmalarındandır. İşte size son örnek; Hollanda'nın aşırı sağ görüşlü Özgürlük(!) Partisi'nin lideri Geert Wilders, ülkesinde Kur'an-ı Kerim'i, Adolf Hitler'in "Kavgam" isimli kitabına benzeterek yasaklanmasını istemiş! Olamaz demeyin, çöküşe geçen batı medeniyetinde aklımıza, havsalamıza sığmayan şeyler olur hale geldi. Bir gazete haberine göre Wilders, bu saygısız, çirkin isteğinin gerekçesini şöyle açıklıyor: "Kuran, şiddeti haklı gösteren faşist bir kitap, ülkenin hukuk sistemiyle bağdaşmıyor. Topluma, bizim ülkemizde Kur'an'ın asla şiddete bir mazeret olamayacağı mesajını verin." Bu, Ortaçağ karanlığına has bir idraksizlik. Bu, Ortaçağa has bir zulüm... Harry Potter Son yıllarda Harry Potter kitap ve filmleri büyük reklâm kampanyaları sonucu dünyada olağanüstü rağbet gördü. Yazarı ve film yapımcıları büyük paralar kazandı. Eğitimcilerin çocuklar için sakıncalı bulmalarına rağmen birbiri ardınca Harry Potter filmi piyasaya sürüldü. Hele son "Zümrüdüanka Yoldaşlığı" filmi günlerce medyayı meşgul etti ve hâlâ da meşgul etmekte. Eğitimci olmama rağmen çeşitli mazeretlerim dolayısıyla "Zümrüdüanka Yoldaşlığı" dışında Harry Potter filmlerini seyredemedim. Zümrüdüanka Yoldaşlığı büyüleri, cadıları, ifritleri ve uydurulmuş bir sürü karanlık yaratıklarıyla bir karanlık ve Ortaçağ filmi. Çocuklar için gerçekten çok sakıncalı. Ne var ki görsel teknik imkânlarla, efektlerle ilgi çekici hale getirilmiş. Güce doymayan batı, artık Ortaçağ karanlığından yararlanmaya çalışıyor. Atatürk boşuna çağdaş uygarlığın üstüne çıkmayı hedeflememiş. Evet, hedefimiz çağdaş uygarlık düzeyi değil. Taklitçi olarak değil, özümüze güvenerek, İnsanı hayatın merkezine yerleştirerek çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak...