Dualar ve Âminler

A -
A +

Değerli dostum Ümit Meriç, Miraç kandilinde bana Timaş yayınları arasında çıkan "Dualar ve Âminler" kitabını hediye etti. Sevgisizliğin, vurdumduymazlıkların ve çıkar hesaplarının ön planda olduğu bu karanlık çağda, manasını arayan, acziyetin ve yalnızlığın pençesinde kıvranan insanoğlunun vazgeçilmez manevi ihtiyaçlarının başında dua geliyor... Gelin, duanın veciz ifadesini kitaba önsöz yazan Senai Demirci'nin gönül dilinden okuyalım: "Sedefinde inci neyse, dudağında dua odur. İncinin ışıktan uzaklığın beşiğinde beslenmesi gibi, dua da Rabbine uzak kalışının gurbetinde beslenir. O'na sonsuz uzaklığının kuytusunda, O'nun sana sonsuz yakınlığını fısıldaması, dua incisine rahimlik eder. Bir şahdamarı yakınlığından emzirilir dua. Öyle yakındır ki Rabbin sana, rahmetinin sana yakınlığını senin yakınlığında anlatılır. Şahdamarı sende senden içeri olan, teninden de beri olan değil midir? Öyle bir yakınlıktır ki bu insanın kendisini çağırmasına benzer yahut kendisinden bir şey istemesine. Kendisini çağıran kendisine kendi çağrısından önce cevap verir. Kendisinden bir şey isteyen de kendisinden isteğini baştan kabul etmiştir ki öyle ister. İşte o sonsuz uzaklık sedefinde, o uçsuz bucaksız gurbet denizinin dibinde, Rabbimizi çağırmayı kendi kendimize seslenmek kadar elle dokunulur, Rabbimizden istemeyi kendimizden istekte bulunmak kadar gözle görülür bir inci eylemek olmalı niyetimiz. Garip değil midir incinin karanlıkta büyüdüğü halde, ışığa eşsiz bir pırıltı katmaya hazır olması? Sizi de şaşırtmaz mı incinin ıssızlıkta ve sessizlikte boy attığı halde, birden varlığın merkezine oturması? Öylesine bir incidir işte dua. Sakin ve sarsıcı. Suskun ve konuşkan. Uzaklığın çocuğu ve yakınlıkların anası." Ümit Meriç'in ramazan için hazırlanan programlarda yer alacak olan tefekkür boyutu derin dualarından birkaç örnek verirken duaya ihtiyacı olan, dua eden bütün insanların selametini diliyorum: "En az benim olan şey vücudum. Benden habersiz doğdu, bana sormadan ölecek. Ama her şey onun sayesinde benim oluyor. Aldığım nefesi, gördüğüm denizi, dinlediğim yaylı tamburun verdiği zevki hep ona borçluyum. Et ve kemikten yoğrulmuş bu muhteşem heykeli, irademin emrine veren ve onu imanım için vesile kılan Rabbime sonsuz hamd u senalar olsun!" *** "Büyük meçhul ummanından, büyük malum sahiline secde kulaçlarıyla varılır ancak. Peygamberler, ışıkları bize doğru yolu gösteren sahildeki deniz fenerleri. Kulaçlarımızı kavi eyle Ya Rab! Amin!" *** "Damlada deniz var mı? Denizde damla var mı ki? Var. Bize damlada deniz olma idrakini ver ki, denizdeki damla olmanın hapsinden kurtulabilelim." *** "Meçhule açılan kapıları, duaların nurdan anahtarı ile açanlara selam olsun." *** "Mevla'yı bulma hakkı niye yalnız Mecnunlara veriliyor? Leylaların da en az Mecnun kadar Mevla'yı bulma hakkı var. Bu hak kıyamete kadar bakidir. Bizi seni bulan Leylalardan eyle Mevla'm! Amin!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.