Dünya şehirlerinin İstanbul buluşması

Yerel seçimler yaklaştıkça AK Parti'de karıncalar gibi toplu bir çalışma, tanıtım ve vizyon geliştirme seferberliğinin başlatıldığını İstanbul İl Başkanlığının birbiri üstüne yaptığı etkinlik davetlerinden anlıyorum. Geçtiğimiz cumartesi-pazar günleri "1. Uluslararası Yerel Yönetimler Sempozyumu" adı altında geniş vizyonlu bir etkinlik gerçekleştirildi. 5 Kıtadaki önemli şehirlerin yerel yöneticileri bu sempozyumda bir araya geldi. Başkan Aziz Babuşçu, bu sempozyumdan hedefledikleri sonucu şu şekilde özetledi: "Yerel yönetimlerde değişen ve gelişen konseptler sonucu yeniden yapılanma çalışmalarının ortaya çıkardığı sonuçları hep beraber tartışalım, birbirimizin belediyecilik deneyimlerinden yararlanalım, çağdaş bir yerel yönetimin icrasında karşımıza çıkan sorun alanlarını araştıralım ve ortak çözüm önerileri üretelim." Sempozyumun temel amacı; Türkiye'de yerel demokrasinin gelişmesi sürecine önemli katkıda bulunmak, yerel demokrasiyi desteklemekti. Belki farkındasınızdır; şimdi gazete köşelerinde en fazla işlenen (ne yazık ki bir türlü anlaşılamayan) konu; demokrasi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılış konuşmasında yerel yönetimler-demokrasi bağlantısına şu sözlerle açıklık getirdi: "Yerel Yönetimler ne kadar güçlüyse ülke temelinde o kadar güçlü bir demokrasi vardır." Tıpkı aile gibi çekirdekten genele yayılan bu demokrasi anlayışını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Hüseyin Tanrıverdi de konuşmasında altı kalın çizgilerle vurguladı: "Yerel Yönetimler demokrasinin beşiğidir, demokrasinin kılcal damarlarıdır. Bilgi ile hizmetin akademik buluşmasını sağlayan yerel yönetimler, halkın egemenliğine dayanan, seçkinci ve elitist bir yaklaşımdan uzak; hak ve hürriyetlerin bir başkasının hak ve hürriyetlerine tecavüz edilmeden yaşanabildiği bir demokrasinin yerleşmesi için çaba göstermektedir." Küreselleşme ile yerelleşmenin birbirinin bütünleyecisi olduğu günümüzde iktidar partisi, yerel yönetimlerin eğitim, sağlık, göç, küresel ısınma, kuraklık, çevreyi koruma, işsizlik, gelir dağılımı bozukluğu, çarpık kentleşme, kaçak yapılaşma gibi ortak sorunları uluslararası boyutlarda tartışıp çözüm arayışlarında bulunurken, muhalefet partileri yaklaşan yerel seçimler arefesinde ne gibi hazırlık yapmaktalar, programları, projeleri nelerdir, bilmiyoruz. Siyaset, hizmette yarış ve rekabet alanı değil midir?