Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, göreve geldiğinden beri, çağın ihtiyaçlarını göz önünde tutan; "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" nesillerin yetişmesini hedefleyen köklü bir müfredat değişikliğinin yapılması gerekli dedik durduk. Bakanlığın uzun süredir bu değişiklik üzerinde çalıştığından haberimiz vardı; ancak mahiyetini bilmiyorduk. Geçtiğimiz günlerde bu konuda bizzat sayın bakan tarafından ayrıntılı açıklamalar yapıldı. Hazırlanan müfredatta Cumhuriyetin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti vasfını ana çerçeve olarak kabul eden, bilimin yol göstericiliğini öne çıkaran, dünyadaki gelişmeleri göz önünde bulunduran, AB vizyonunu ölçüt alan katılımcı bir değişimi esas alan yeni eğitim sisteminin bence en önemli tarafı zihniyet değişimi... Bu değişim, esas itibariyle düz mantıktan daha çeşitli ihtimalleri ve durumları göz önünde bulunduran daha esnek bir mantık düzeyine geçişi içeriyor. Bir başka ifadeyle söz konusu olan; Newton mantığından Quantum mantığına geçiş... Şimdi bunlar ne anlama geliyor diye sorabilirsiniz. Açıklamağa çalışalım; Newtoncu dediğimiz eski sistem, düz mantık esasına; yani sebep-sonuç ilişkisine dayanır. Buna göre; bir şey ya 'kara'dır, ya 'ak'tır. (O şeyin gri de olabileceği ihtimali akla gelmez veya hesaba katılmaz). Bu mantıkla gidilecek olursa; ya 'sağcı'sındır, ya 'solcu'. Ya 'ilerici'sindir, ya 'gerici'. Ya bizden tarafasındır, ya öteki taraftan. Düz mantıkla yetişen bir sürücü (tahsil durumu ne olursa olsun) trafikte yeşil yandığında yolun ve yayanın durumuna aldırış etmeden: "Yol benim arkadaş!" deyip gaza basar geçer... (Bu durumda şu veya bu sebeple ağır davranıp ortada kalan yaya, can havliyle kaçışır.) Quantum mantığının esas alındığı yeni anlayışta ise; kesin hükümlere varmadan, kesin tavırlara geçmeden önce, hayatın ve gerçeklerin değişkenliği ve çeşitliliği göz önünde tutulur. İhtimaller göz önüne alınır. Yani bir şey ya kara, ya ak olmayabilir; gri olma ihtimali de düşünülebilir. (Yeşil yandığında şoför gaza basmadan önce yayanın can emniyeti içinde olup olmadığını dikkate alır.) Hasılı: Söz konusu olan öğrenme ve düşünme metodunun değişimi köklü ve ciddi bir değişimdir. Adeta bir devrim. Peki, neden böyle bir değişime lüzum görülmüştür? Her şeyin karmaşık, sürekli değişkenlik gösterdiği günümüz bilgi toplumunda düz mantık hayatı ve gerçekleri tam olarak kavramaya, anlamaya yetmemektedir. Çözümün sırrı zihniyet değişiminde yatmaktadır. Bizim gibi demokratik olgunluğa tam olarak erişememiş, idraklerin çeşitli korkularla kısırlaştırıldığı, düşünce ufuklarının dar tutulduğu bir toplumda reform mahiyetindeki böyle bir zihniyet değişikliğini yerleştirmek çok zor. Ama olmak zorunda. Çağın gereği bu...