Erdoğan ve Gürtuna

Yaklaşan mahalli seçimler dolayısıyla siyasi arenada hareketlilik ve kulis faaliyetleri gittikçe ivme kazanıyor. Beni ilgilendiren İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi... İstanbul'da oturduğuma göre tabii ki kimin seçileceği benim için çok önemli. Günlerdir medyada İstanbul Belediye Başkanlığına aday olarak çeşitli isimlerden bahsediliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi hâlâ adayını netleştirmiş değil. Ben buna çok şaşırıyorum. Neden mi? Açıklayayım; Başbakan sayın Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını bırakırken emaneti en yakın arkadaşı Ali Müfit Gürtuna'ya teslim etti. Erdoğan'ın başarılı başkanlığından sonra bir yeni ismin İstanbullu tarafından kabul görmesi çok zordu. Ama Gürtuna, bu zoru başardı. Bildiğim kadarıyla emanete hıyanet etmedi. Erdoğan'ın bıraktığı yerden azimle, doğruluk ve sabırla çalışmaya devam etti. Başarı grafiğini yükseltti. Güleryüzlü, medeni, dürüst ve beyefendi kişiliğiyle bir zarafet sembolü olarak İstanbul gibi kozmopolit bir şehirde, hemen hemen herkesin sempati ve takdirini kazandı. "Kentim İstanbul" adı altında, İstanbul'u marka olarak dünya şehri yapmayı hedefleyen bir medeniyet projesi başlattı. Bu projeyi kamuoyuna anlatmak ve vatandaşlık bilincini geliştirmek için konferanslar, seminerler ve paneller düzenletti. Benim anlayamadığım Erdoğan gibi çileden geçmiş, cefa çekmiş, mağduriyet acılarını yaşamış, halkı tanımış, vefa ve hakkaniyet duygusuna sahip bir insanın sadakati ve başarısı bu kadar ortada olan dava arkadaşına karşı suskunluğu... Neden Gürtuna'ya sahip çıkmadığı? Birçok İstanbullu gibi ben de Erdoğan ve Gürtuna'yı birbirinden ayıramıyorum. Belki arada nifak rüzgarları estirenler, akla hayale gelmeyen birtakım çıkar hesapları yapanlar vardır ama Erdoğan gibi liderlik vasıflarına sahip, tecrübeli ve olgun bir insan bunlara pabuç bıkakır mı? Bir eski dostun saf dışı bırakılmasına rıza gösterir mi? Benim ince siyasi hesaplara aklım ermez ama %19'luk şahsi oya sahip olduğu söylenen Gürtuna'nın Adalet ve Kalkınma Partisi'nden aday gösterildiği takdirde bu partinin başarı grafiğini daha da yükselteceğini hesaplayamaz mı? Tabii ki karar sayın Erdoğan'ın takdirindedir. Ama ben de Gürtuna'yı destekleyen, onun "Kentim İstanbul" projesinin (hayata geçirildiği takdirde) İstanbul'u şanına yakışır bir şekilde mamur ve yaşanılır bir şehir haline getireceğine inanan birçok İstanbullu vatandaşın isteğine tercüman olarak söz hakkımı kullanma gereğini duyuyorum: Başkanımı istiyorum!