Gambiya'nın düşündürdükleri

Gambiya, uzun yıllar batının sömürgesi olmuş küçük bir Afrika ülkesi... Geçen akşam TRT'de gösterilen Gambiya belgeselini seyredinceye kadar bu ülke hakkında bütün bildiğim bundan ibaretti. Bu belgesel sayesinde, bir zamanlar yine televizyonda seyrettiğim; kölelikten kurtuluş mücadelesini anlatan "Kökler" dizisinin unutulmaz kahramanı Kunta Kinte'nin Gambiyalı olduğunu, her yıl burada kölelikten kurtuluş bayramı yapıldığını; diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi yoksulluğun hakim olduğu bu küçücük ülkenin, eşsiz sahilleri sebebiyle başta Amerikalılar olmak üzere batılı turistlerin uğrak yeri haline geldiğini öğrendim. Öğrendiğim bir başka şey de; Gambiyalıların Türkleri sevmeleri ve çoğunun Türkçe bilmeleri... Hem hoşuma gitti, hem şaşırdım. Şimdiye kadar gerek aralarına katılabilmek için taviz üstüne taviz verdiğimiz AB ülkelerinin bize karşı dışlayıcı tutumları, gerek ülkemiz içindeki yarı aydınların milliyetçiliği köreltmek uğruna Türklüğü hafife alışları; bu bağlamda sürekli olarak tekrarlanan, "Bu millet adam olmaz" söylemleri, tarih ve kültürle övüncün "Türk'ün Türk'e propagandası" şeklinde yorumlanması, ağızdan ağıza dolaşan Türklerle alay amaçlı fıkralar milli onurumuzu kırmış, bizi kendine olan güvenini yitirmiş, ezik bir toplum haline getirmiştir... Şu çılgın Türkler ve Kurtlar Vadisi Baskı üstüne baskı yapan "Şu Çılgın Türkler" kitabına ve "Kurtlar Vadisi Irak" filmine gösterilen yoğun ilgi her ikisi eserin de yaralı yürekleri memleket sevgisiyle çarpan, onca sevgisizlik çemberinde gönülleri kırık Türk toplumuna moral vermesi ve milli onuru güçlendirmesindendir. Unutmamalıdır ki milli onurunu korumayan toplumlar, güçlülerin hakimiyet isterisine girdiği küreselleşme fırtınasında ayakta kalamazlar. Bugün kültür emperyalizmine maruz bırakılan, rock müzik ve bilgisayar oyunlarıyla oyalanmağa çalışılan gençliğin, varlıklarını anlamlı kılacak bir ideale ihtiyaç duydukları; dünyayı gayri insanı politikalarla ateşe vermeye; ülkelerinin bağımsızlığını tehlikeye atmaya çalışan güç odaklarına karşı duruş sergilemek istedikleri ortadadır. Kurtlar Vadisi Irak filmiyle daha bir belirginlik kazanan bu istek, bazılarının telaşa düşdüğü gibi herkesi düşman gören ırkçı bir milliyetçilik anlayışından ileri gelmiyor. Onlar, gerek dıştan, gerek içten baskılarla zedelenen milli onurlarına sahip çıkmak ve korumak istiyorlar. Bu da son derece doğal ve insani bir şeydir. Altını çizerek unutmamamız gereken husus şudur; milli onura sahip olma başka, ırkçı milliyetçilik başka şeylerdir; birbiriyle karıştırmamalıdır.