Ha card, ha kart!

Bilgi eksikliğinden kaynaklanan mukayese yeteneğiniz zayıfsa; (eskiden lise yıllarında geliştirilen) münazara kültürünüz yoksa; herhangi bir şey size göre ha şöyle olmuş, ha böyle olmuş; ha şu olmuş, ha bu olmuş; bir anlam ifade etmiyorsa; tıpkı malum popstar jüri üyelerinin rol aldığı "Card Finans" reklamında olduğu gibi: "Niye card kardeşim? Var mı Türkçe'de böyle bir kelime?" şeklindeki tepki soruya kalender bir gülüş ve aldırmasız bir tavır içinde: "Ha card olmuş, ha kart olmuş ne farkeder!" diye cevap verebilirsiniz. Bakın bu tavır sizi nerelere götürür: Ha Türkçe olmuş, ha İngilizce. Ha Ali olmuş, ha Aly. Ha kargo olmuş, ha cargo. Ha dönerci olmuş, ha dönerchi. Ha efendi olmuş, ha efendy. Ha Allahaısmarladık, ha bay bay Hasılı örnekler uzar da uzar... *** Bu kayıtsızlık ve farkı ayırt edemeyişler, giderek temelsiz kimliğin (isterseniz kimliksizliğin diyelim) bir parçası olur. Herhangi bir seçim sırasında hangi partiye veya yerel seçimlerde olduğu gibi kime oy verileceği hususunda fikriniz sorulduğunda; "Bunların hepsi bir. Ha ona oy vermişsin, ha buna. Ya sandığa gitmeyeceksin. Ya da rastgele birine oy vereceksin" söylemlerine kadar götürür. Nitekim bunları sıklıkla duyuyoruz. Oysa, dayatılan küresel düzende var olabilmek, dayatmaların tuzağına düşmemek, kültür erozyonuna uğramamak ve entrika çemberlerine takılmamak için attığımız her adımın bilincinde olmak zorundayız. Günümüzde "bireysellik" diye ortaya atılan şey; bazılarınca sınırsız özgürlük gibi algılanışın aksine; insana, seçtiğinin bilincinde olmak gibi temel bir sorumluluk yükler. *** Her neyse, sözümüzü daha fazla uzatmadan biz esas konuya dönelim. Benim "Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam, reklamdır" şeklindeki yaygın kanaate bir mim koyarak diyeceğim şu: Ben şahsen, ille bir kredi kartı kullanmak için seçim yapmak zorunda kaldığımda söz konusu reklamın arka planında algıladığım dil anlayışı dolayısıyla "Card Finans"ı seçmem. Yani; ha "Card Finans", ha başka bir kart, fark etmez" diyemem. Bilmem, anlatabildim mi?