Hanımlar başı çekerse

Gündemi işgal eden konularda sağlıklı analizler yapmak isteyenlere ev hanımlarının kabul günlerinde ne konuştuklarına dikkat etmelerini tavsiye ederim.Toplumda yaygın fısıltılar, evhamlar ve endişeler bu ortamlarda pasta ve çörek yemenin verdiği rehavet içinde konuşur, tartışılır. Şimdilerde en çok konuşulan konu malum; kriz... Haliyle dolar fiyatları,çocukların gelecekleri... Kriz devam ediyor mu, geçiyor mu? Hanımların tutum ve söylemlerine bakarsanız geçmez. Çünkü bankalarda birikimlerinin güvencede olmadığı yaygın bir kanaat. Peki, dalgalanmaya bırakılan dolar fiyatları düşer mi? Bence düşmez. Çünkü dolar hâlâ hanımların gözdesi. Dolar günleri (miktar biraz düşürülmüş de olsa) hâlâ devam ediyor. Alışılmış bir kere; değerler hâlâ dolarla biçiliyor. Şu tipik konuşmalar hiçbirinizin yabancısı değil sanıyorum: "Bitişik daire yüzyirmi bin dolardan doksan bin dolara düşmüş!" "Bu taraflarda kiralar hâlâ bin dolar!" "Çocuğa bir bilgisayar alalım dedik, binbeşyüz dolardan aşağı değil!" "İnternet servis ücretleri elli dolardan başlıyor." "Okul taksitlerinin kaç dolar olacağı hâlâ belirlenmedi." "Düğünde damadın yakasına elli dolar iliştirdik!" "Beşyüz dolar biriktirir biriktirmez Paris gezisine katılacağım" "Üç bin dolar borcum var" Halkı TL'ye yönlendirmek isteyen siyasilerin ve ekonomistlerin önce hanımları ikna etmeleri, onları bu dolar alışkanlığından vazgeçirmeleri şart. Bu kriz, siyasilerin şimdiye kadar sürdürdükleri ekonomik politikalar, beceriksizlikler ve aldatmacalar sonucunda patlak verdi. Ama halkın desteği olmadan geçecek gibi görünmüyor. Vatandaşın dolar alışkanlığından kurtulması için her şeyden önce devletin kendi sorumluluğunu idrak ederek dolar sevdasından vazgeçmesi gerekiyor. Yurtdışına çıkanlardan alınacak verginin dolar olarak belirlenmesi ne demek? Vatandaşı teşvik anlamına gelmiyor mu bu? Öte yandan, Özelleştirme İdaresinin satışa çıkarılan kamu şirketlerine dolar üzerinden teklif alıp satması bu husustaki sorumsuzluğun tipik bir örneği değil mi? Bu arada iç borçlanmaların da döviz üzerinden yapıldığını unutmayalım. TL gözden düştükçe kaybeden ne yazık ki toplum oluyor. Dövünüp durmak, şikayet etmek moral çöküntüsünü arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Toplumsal silkiniş ve seferberlik kaçınılmaz. Bilinçli, aydın ve sorumluluk sahibi hanımlar Kurtuluş Savaşında hakim olan ruh ve özveriyle başı çekerse bu kaostan, bu gittikçe dibe çökmelerden kurtulabiliriz diyorum. Yanılıyor muyum?