Cem Karaca'nın, cenazesini alkış yerine dualarla kaldırılmasını vasiyet etmesi ve bu vasiyetinin yerine getirilmesi ateist solculara şok yaşattı. Bazı köşelerde nerdeyse kınamaya varan yazılar yazıldı. Niye ama? Laik düzende hani kimse kimsenin inanç ve vicdan özgürlüğüne karışmıyordu? Şimdiye kadar bir ateist yakılmayı vasiyet ettiğinde ve bu vasiyeti yerine getirildiğinde böyle bir tepki gösterildi mi? Ayrıca, gösterilmeli mi? Diriler kafi derecede birbirini anlamamakta, sevmemekte, didişmekte ısrar ediyor ama lütfen ölüleri rahat bırakalım. * Can Dündar, kendisinin yönettiği "Popüler Kültür" gazetesinde yayınlanan bir yazısında dünün rockçılarının bugün neden dine döndüklerini tahlil etmeğe çalışıyor. "Paranın, şöhretin, içkinin, uyuşturucunun, seksin hükmettiği bir dünyanın hükümdarlarının secdeye gelmesini nasıl izah etmeli?" diye soruyor. Can Dündar gibi geniş ufuklu, duyarlı, insan sorunlarıyla ilgili bir yazarın bu sorunun cevabını bilmediği kanaatinde değilim. İnsan ruhu asla maddeyle tatmin olamaz. Şan ve şöhret tacını giyenler, nefislerinin peşinde koşup da var olmağa çalışanlar, bir gün şu veya bu sebeple gaflet uykusundan gözünü açtıklarında birdenbire Yunus'un gerçeğiyle karşılaşıyorlar. "Beni bende demen, bende değilim Bir ben vardır, bende benden içeri * Demek istediğim, Dündar'ın sorusunu cevaplamak ancak insan derinliğine inmekle mümkün. Hem ne diyor halk şairimiz Kaygusuz Abdal, görelim ve şu deyişi üzerinde derin derin düşünelim: Bu âdem dedikleri, el ayakla baş değil Âdem manaya derler; suret ile kaş değil" * Öte yandan, Dündar'ın yazısına konu olan sanatçıların sözlerini ancak insanın derinliğini idrak etmenizle mümkündür. Bakınız sosyalist olarak tanınan Timur Selçuk ne diyor: "Namazını kılan bir sosyalistim ben. Ama esas gönül pınarım, kaynağım o başucu kitabımdır. Ondan (Kur'an'dan) son nefesime kadar vazgeçmem. Başucu kitabımla sosyalist ahlakın çok uyuştuğuna inanıyorum." Sol maziden gelen İsmet Özel, bir cümleyle özetliyor deruni macerasını: "Küfre yaklaştıkça inancım arttı." Uyuşturucu müptelası olup da 27 yaşında müslümanlığı seçen Cat Stevens (Yusuf İslam)'ın şu itirafına ne dersiniz: "Acımız arttıkça Allah'a daha çok ihtiyaç duyuyoruz." Hasılı diyeceğim şu; Nazım Hikmet'in bir Kadir Gecesinde gizlice camiye gittiği haberiyle sarsılan, Karaca'nın dualarla kaldırılmasına içerleyen solcu kardeşlerimizin 'insan'ı derinliğiyle tanıma zamanları geldi de geçiyor...