İskender Pala'nın üç kitabı

Lise yıllarımda annemin sık sık hastalanmasından mı nedir, doktor olmayı düşünüyordum. Bu düşüncemi annem de destekliyor, eşe dosta: "Kızım doktor olacak" derken pek gururlanıyordu. Üniversiteye giriş için aşı kâğıdı almak üzere belediye doktoruna gittiğimde yaptığımız kısa sohbetten sonra doktor, bana ne olmak istediğimi sordu. "Doktor" deyince, "Aman kızım dedi, işin mi yok. Bu çok zor bir meslek. Göreceğin hep kadavra, kan ve irin. Madem edebiyata düşkünsün edebiyat fakültesine git, gül ve bülbülle ilgilen!" dedi. Doktorun çizdiği karamsar tablo beni o kadar etkilemişti ki o gece rüyamda hep kadavralarla uğraştım. Çok ürkmüştüm. Ertesi günü kesin kararlılıkla Türk Dili ve Edebiyatı (Türkoloji) Bölümüne kaydımı yaptırdım. *** Edebiyat, birçoklarının sandığı gibi sadece gülle bülbülle uğraşma alanı değildir; insanla ilgili her şeyi içine alan derin, anlamlı ve sınırsız bir dünyadır. Edebiyatı meslek olarak seçmişseniz (eğer işinizi severek yapıyorsanız) boşluğa düşmeniz ve emekli olmanız söz konusu değildir. Rahmetli Hocam Mehmet Kaplan: "Edebiyatla uğraşmak başlı başına mutluluktur" derdi. Ben de gerçek mutluluk anlarını edebiyatla yakalıyorum diyebilirim. *** Şenol Demiröz TRT Genel Müdürü olunca, ondan boşalan Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığına getirilen dostum ve meslektaşım İskender Pala, hepimizi şaşkına çevirip yoran kapitalist sistemde edebiyatı bir mutluluk sanatı olarak gündeme getiren; eserleriyle ruhlarımızı gül renkleri ile donatıp bülbül şakımalarıyla canlandıran; güzellikle aydınlatan, sevgiyle yeşerten bir edebiyat adamı... Geçenlerde tebrik için kendisini ziyaret ettim. Edebiyatçıların birbirlerine gönül armağanları hoşsohbet ve kitaptan başka nedir ki? Birbirimize kitap verip, kitap aldık... *** Sevgili Pala'nın üç yeni kitabı var elimde. İlki; "L&M Babil'de Ölüm-İstanbul'da Aşk", diğerleri denemelerini içeren "Kırk Güzeller Çeşmesi" ve "Gözgü". L&M Babil'de Ölüm-İstanbul'da Aşk, kitabının başında: "Aşkı tanımayan bir okuyucu bu kitabı hiç okumamalıdır" diyor Pala. Bence aşkı tanımayan okuyucu önce Pala'nın Divan Edebiyatı ağırlıklı sohbetlerine katılmalı, insanın öz kültürümüzle yoğrulmuş anlam dünyasını anlatan denemeleri içeren Ayine, Kırk Güzeller Çeşmesi ve Gözgü kitaplarını okumalı; sonra, içinde kıpırtılar; tefekkür heyecanı uyandıktan sonra bir köşeye çekilip L&M Babil'de Ölüm-İstanbul'da Aşk serüveninin gizemli akışına kendini bırakmalıdır...