Eskiden ana-babalar çocuklarını karşılarına alırlar: "Evladım, oku adam ol! Vatana millete hayırlı hizmetler yap, ülkeye sahip çık" derlerdi. Şimdilerde birçoğu açık açık şöyle diyor: "Evladım, varımız yoğumuz sensin! Bu memleketten hayır yok!.. Aman kaç, kendini kurtar! Düzenini dışarda kur, adam gibi yaşa!" Hani imkan bulsalar, bir fırsat yakalayabilseler kendileri de kaçacaklar. Bir "kaçış sendromu"dur gidiyor... Mazeretleri açık; ekonomik ve siyasi kriz, yolsuzluklar, fırsat eşitsizliği, işşizlik, yoksulluk, sefalet, insanın insana zulmü, adaletsizlik vs... Herkes öfkeli, herkes herkesi suçluyor, kıyasıya eleştiriyor. Yani, insafın artık bu yerde namı kalmamış! İyi de, kendinden başka herkesi eleştirenlere sormak istiyorum: "Bugünlere gelmemizde acaba sizin de hiç sorumluluğunuz yok mu?" Kültürünüzü ve tüm değerlerinizi günün haramileri har vurup harman savurdular, sizi "öz"ünüzden soyutladılar, kimliksiz kişiliksiz ortada bıraktılar; kayıtsız kalmadınız mı? Gelen geçen "dil"inizi bozdu, "Türkçe" kendi vatanında öksüz ve yetim kaldı; müziğiniz kirlendi, tarihiniz lekelendi; sahip çıktınız mı? "Oku"dendiği halde, okumaya hiç rağbet etmediniz; bile bile cehalette direndiniz, her şeyi büyüklerimiz bilir umursamazlığı içinde fırsatçıların, hortumcuların çeteleşmesine göz yumup sizin ilginizden trilyonlar kazanan sözde şarkıcılarla, dansöz ve televole seyirleriyle kendinizi avutmadınız mı? "Hamili kart yakınımdır" yazılı bir kart alabilmek için günlerce milletvekillerinin peşinde koşmadınız mı? Her yer yolsuzluk ve talancılarla kaynarken sadece bir "günah keçisi"nin seçilip medyada günlerce afişe edilmesine adalet gözetmekten uzak bir tutum içinde seyirci olmadınız mı? Yanıbaşınızda birileri haksızlığa ve zulme uğrayıp acılar çekerken akıl almaz ve gayriinsani bir nemelazımcılık içinde bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek sessiz ve tepkisiz kalmadınız mı? Helal, haram kavramlarını unutup para gelsin de nerden ve nasıl gelirse gelsin ihtirası içinde kendinizi kaybetmediniz mi? Yani diyeceğim, biz bu ekonomik, siyasi, ahlaki ve hukuki krize hep birlikte, nemelazımcılık ve sorumsuzlukla güle oynaya geldik. Şimdi, sizden başka herkes suçlu ve siz buna katlanamadığınız için kaçmak istiyorsunuz. Pekala! Kaçın bakalım! Batan gemileri ilk önce kimlerin terkettiğini unutmayın, kaçın... Ama krizin sillesini en ağır biçimde yiyen biz, bu ülkenin kara sevdalıları burdayız. "Yeniden yapılanmak" için; pırıl pırıl ve güçlü bir Türkiye'nin yeniden inşası için... Burdayız!.