Kadınların topuk sesleri...

A -
A +

3 Kasım seçimlerinden sonra kadınların siyasetten nerdeyse el ayak çektiklerini tespitle endişelerimi, parlamentoda sayıları pek az olan kadın milletvekillerinin de seslerini duyuramadıklarını belirten bir yazı yazmıştım. Tabii ki eleştiri hedefim yalnız AKP değildi. Ama bu yazıma tepki sadece AKP milletvekili Zeynep Karahan Uslu'dan geldi. Bana çalışmalarıyla ilgili bir mektup gönderdi. Ama takdir edersiniz ki münferit çabalar kadının yönetimde pasif kaldığı konusunda duyulan edişeleri dağıtmaya yeterli değildi. Ancak, Nesrin Nas'ın ANAP'a Genel Başkan seçilişi, ardından yine ANAP'tan Pınar Türenç'in İstanbul Belediye Başkan Adayı gösterilmesi; yine yerel seçimler dolayısıyla gözlemlediğimiz (yetersiz de olsa) kıpırdanışlar umutlarımızı tekrar canlandırmaya başladı diyebilirim. İnce topuk seslerinden anlaşıldığına göre birer ikişer de olsa kadınlar toplumsal sorumluluklarının idraki içinde siyasi arenaya dönüyorlar. Bu cılız kıpırdanış zamanla büyük bir harekete dönüşecektir sanıyorum. *** Pazar günü Cevahir Otel'de yapılan (AKP Kadınlar kolunun düzenlediği) 1. Kadın Şûrasında sohbet etme fırsatı bulduğum AKP İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, kadınların siyasetteki durumunun ülkenin genel durumuna bakarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek şu açıklamalarda bulundu: "Yönetimde kadınların ağırlıkta olmadığından bahsediyoruz ama diğer iş kollarında durum farklı değildir. Bunun sebebini sorarsanız bence yine kadındır derim. Mücadeleye yanaşmıyor, telep etmiyor. Bu sorun hak mücadelesinde düğümleniyor; dışarıdan zorlamayla netice almak mümkün olmuyor. Her sorunun olduğu gibi bunun temelinde de eğitim yatıyor. Aile içinde özellikle anneler, kız ve erkek çocuklarını yetiştirirlerken adil davranmıyorlar; erkek çocuklara tanıdıkları hak ve özgürlükleri kız çocuklarına tanımıyorlar. Kızlarda hak arayışı tavır ve alışkanlığının gelişmesi için gayret göstermiyorlar. Erkek çocuk mücadeleci, atılgan, hakim ve buyurgan olmağa yöneltilirken kızlardan sadece itaat etmeleri, katlanmaları bekleniyor. Yani genelde aile içi demokratik bir ortam söz konusu değil. Oysa kız çocuklarını da özgüvenli, kişilikli bireyler olarak yetiştirmek esastır. Ülkenin içinde Çocuk Hakları meselesini tartışmaya açmazsak, hak tesliminde erkek çocuğu kayırıp kız çocuğu ihmal edersek kadın sorunları temelde çözülemez. Yaradılış itibariyle kadın erkekten farklı zenginlikleri olan bir varlık. Bu zenginlikleri ortaya çıkarıp renk ve yapıcı güç olarak sosyal, kültürel ve siyasi alanda onlardan faydalanmazsak ülke olarak çok şey kaybederiz. Biz kadın haklarının savunucuyuz. Kadına her alanda desteğiz. Ancak kadının da sorumluluklarının idraki içinde talepkâr olarak ben de varım diye ortaya çıkması gerekiyor." Sayın Müezzinoğlu'nun tespit ve açılımlarına bakarsak; AKP'nin kadın sorunlarına ciddi ve daha demokratik bir zihniyetle yaklaştığını düşünebiliriz. Her zaman olduğu gibi (birbirleriyle dayanışma içinde olması gereken) kadınları yine zorlu ve uzun soluklu bir mücadele bekliyor. Bu yolda AKP'nin vaat ettiği şekilde destek olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.