"Kültür Bakanlığında kriz yok!"

Bu sözler, Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın, Türk Dili konuşan ülkelerin bağımsızlığının 10. yılı kutlaması dolayısıyle İstanbul Ceylan Otelinde, kardeş cumhuriyetlerin konuk bakanlarına verdiği akşam yemeğinde konuşma yapan Azerbaycan Kültür Bakanı ve TÜRKSOY Genel Müdürü Polat Bülbüloğlu'na ait. Salondaki seçkin davetli topluluğu tarafından da hararetli alkışlarla desteklenen bu sözler, vicdan ve iz'an sahibi herkesin katıldığı doğru bir tesbiti yansıtıyor. Ülkemizde birçok kuruluş üretim ve başarı yolundaki zaafiyetlerine krizi mazeret olarak gösterirken, Kültür Bakanlığı krize prim vermeden, popülizme kaymadan bütün birimleriyle harıl harıl çalışıyor ve gerçekten takdire değer güzel işler yapıyor. Bunda kültür ve sanata partilerüstü bir zihniyetle; bütüncül ve insancıl olarak yaklaşan, kendisine yürekten bağlı sağlam bir ekip kuran dirayetli ve çalışkan Kültür Bakanımız sayın İstemihan Talay'ın rolü büyük tabii ki. Geçen hafta, Bakanlığın İstanbul'da iki önemli etkinliği oldu. İlki, Türk Dünyası Müzik topluluğu ile Türk Cumhuriyetlerinden gelen sanatçılardan oluşan Büyük Türk Dünyası Orkestrasının verdiği konserdi. Konserin baş konukları Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu, Kırgızistan Cumhuriyeti Kültür ve Eğitim Bakanı Kamila Sharshekayeva, Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Eğitim Bakanı yardımcısı Duysen Keseyinov, Türkmenistan Kültür Bakanı Orazgeldi Aydoğduvey'di. Bozkırlardan esen özgürlük rüzgarı, samimi duyguların tercümanı olan; Edirne'den Aşkabat'a kadar Türk Dünyasında söylenen türküler, ustalıkla çalınan sazların tellerinden yayılan coşku aynı heyecanı paylaşan insanları müthiş etkiledi. Koca salon sanki sihirli bir değnek dokunmuşçasına tek yürek oldu. İkinci etkinlik, başkanlığını Kültür Bakanlığı Müsteşarı Fikret Üçcan'ın yaptığı Görsel-İşitsel Eureka tarafından The Marmara Otelinde tertiplenen "Sinema'da Müzik" konulu uluslararası buluşmaydı. Eureka, 35 Avrupa ülkesinin üye olduğu; Avrupa Konseyi ile Avrupa Komisyonunun da ortak üye sıfatıyla çalışmalara katıldığı, Avrupa görsel-işitsel sektöründe önemli ve etkin bir yeri olan uluslararası bir kuruluş. Türkiye iki yıldan beri bu kuruluşun başkanlığını başarıyla yürütüyor. Sinema pazarı da diyebileceğimiz bu buluşmaya çeşitli ülkelerden çok sayıda yapımcı ve alıcı katıldı. Birçok başvurunun arasından seçilen müzikal komediler, opera filmleri, kurgu filmler, klipler, sinema ve televizyon için yapılmış belgeseller, çizgi filmler gibi 300 eser çok iyi hazırlanmış bir organizasyon ortamında alıcılarıyla buluştu. Bu süreç içinde, farklı Avrupa ülkelerinden gelen yapımcılar, müsteşar Fikret Üçcan'ın dirayetli ve dost kişiliğinin oluşmasına imkan sağladığı samimi bir kültürel ortamda kendi aralarında görüşme ve işbirliği sağlama fırsatını da yakaladılar. Türkiye bu pazara 24 filmle katıldı. Türk filmlerine ilgi oldukça fazlaydı. Kendisiyle kısa bir sohbet yapma fırsatını bulduğum müsteşar Fikret Üçcan, bu uluslararası buluşmanın Türk sinemasının ufkunu açacağını, Türkiye'nin Avrupa'da tanıtımı konusunda etkin bir rol oynayacağını söyledi. Kültür meselelerine çok geniş bir perspektiften bakan sayın Üçcan'ın ileriye dönük diğer projelerinden bir başka yazımda ayrıca bahsedeceğim.