Fransız cumhurbaşkanı Sarkozy'nin, seçimleri kazandığı günün akşamı ünlü bir restoranda zengin patronlarla seçim zaferini kutlaması, lüks bir otelin kral dairesinde gecelemesi, ertesi gün yine bir patronun yatıyla geziye çıkması eleştiri ve tartışma konusu oldu. Bazıları da şaşırdı. Tartışacak ve şaşıracak ne var efendim? Zenginler iktidarda olanları, iktidarda olanlar da zenginleri sever. Rahmetli Turgut Özal "Ben, zenginleri severim" diye açık açık itiraf etmedi mi? Zenginler de onu gerçekten sevmiş olmalılar ki, ölümünden sonra anıt mezarını yaptırmak için birbiri ardınca müracaat etmişler. Zenginlik, lüks ve ihtişam demektir. Lüks ve ihtişam hevesi de insanoğlunun zaafı... *** İktidarda olanlarla zenginler arasındaki bu sevda ilişkisinde tabii ki karşılıklı çıkarlar söz konusu... Yoksa, kimse kimsenin kara kaşına, kara gözüne hayran değil. Sıradan, mütevazı bir hayat sürüp de siyasete atıldığında iktidar koltuğuna oturan kimse, birdenbire etrafını çevreleyen zenginlerin iltifatlarına mazhar olup onların şaşaalı hayatlarını yakından tanıyınca ister istemez lüks hayata alışıyor. Bu görüş ve kanaatimi söylediğim bir ahbabım: "Genelde haklısın ama bizim bir istisnamız var... Rahmetli Ecevit. Zengin takımıyla düşüp kalktığını hiç görmedik." dedi. Haklıydı. Gerçekten görmedik. Onun için öldüğünde cenazesi o kadar kalabalık, şahsına karşı duyulan muhabbet öylesine içtendi... *** Konuyu dönüp dolaşıp getirmek istediğim nokta; günlerdir yıkılıp yıkılmama konusu tartışılan Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi... Bizim dünya gezgini Kültür ve Turizm Bakanımız Attila Koç, illa bu binayı yıkıp yerine ihtişamlı bir Kültür Merkezi inşa etmek istiyor. Karşı çıkanlar, binada gerekli ıslahat yapılarak kullanıma devam edilsin; illa ihtişamlı bir kültür merkezi deniliyorsa İstanbul'un başka bir yerinde yapılsın diyorlar. Haklılar. İhtişam asıl gaye olmamalı. Önemli olan zarf değil, mazruf. Bendeniz bir kültür ve sanat merkezinde asıl ihtişamı, kültür- sanat programlarının içeriğinde; oynanacak eserlerde, verilecek konserlerde; hasılı insan beyninin ve gönlünün buraya yansıyacak izlerinde arıyorum. Çünkü bir toplumu yüceltecek, bir iktidarı taçlandıracak asıl ihtişam, yüksek bir kültür- sanat zenginliğine sahip olmaktır. İnsanlar gider, eserler kalır. Gerisi lafü güzaf efendim...