Geçen haftaki gazetelerde müjde havası içinde verilen bir ortak haber vardı. Bir de ortak fotoğraf... Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik... Haberin içeriği ile ilgilendim. Efendim, malumunuz; her yıl bu zamanlarda lise 3. sınıf öğrencileri YÖK'ün Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)'na hazırlanmak için sağlık kuruluşlarından rapor alarak okullarına gitmezler. Dinlenmeye ve rahat bir ortamda okuldan aldıkları bilgileri hazmetmeğe mi çekilirler? Hayır! Ya ne yaparlar? Dersanelere koştururlar tabii ki. Âdettendir; yeni gelen Milli Eğitim Bakanı, ilk günlerde bu köhnemiş kurumda bir şeylerin değişeceği hususunda umut vermek için bir iki jest yapar. Sayın Çelik de sahte raporculuğu önlemek için yayınladığı bir genelgeyle lise 3. sınıf öğrencilerini bir hafta erken tatile sokar. Genelgede amaç "Öğrencilerin sınavlara daha moralli ve dinlenmiş olarak girmelerine imkan vermek, zihinsel ve psikolojik olarak sınavlara hazırlanmalarına yardımcı olmak, sınava girecekleri yerleri görmelerine ve tanımalarına fırsat vermek, okula devamsızlık endişesi ile motivasyonlarının bozulmasını önlemek..." olarak belirtiliyor. Minareye uydurulan kılıf tastamam yerine oturuyor. Oysa efendim, başta öğrenci velileri olmak üzere cümle alem biliyor ki bir yandan dersane; bir yandan özel hocalar derken öğrenci, dinlenmek şöyle dursun kan ter içinde bir rekabet koşuşuna itiliyor. Tabii bu arada veliler de yarışıyor. Maalesef sistem böyle... Herhalde dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine bir gariplik yoktur. Mevcut durum, Milli Eğitimin başarısızlığının acı ve düşündürücü bir kanıtı olup topyekun dersanelere teslimiyettir. Hani insanın "Oldu olacak, okulları tümden kapatın bari" diyesi geliyor. Öğretim görevlisi olarak çalıştığım sıralarda bir ÖSS sınavında salon başkanıydım. Branşım itibariyle edebiyat ve dil sorularına şöyle bir bakayım dedim. Aman efendim sorulardaki o ne çetrefilli ifadeydi! Şaşırdım. Ben bile anlamakta güçlük çekip soruyu anlamak için birkaç kere okumak zorunda kaldım. Herhalde öğrenciler bu muğlak ifade biçimini öğrenmek için dersanelere gitmek zorunda bırakılıyorlar. Her ne hal ise, öğrencilere ve velilere büyük çileler çektiren bu garabetin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Genç dimağları yormağa kimsenin hakkı yok! Ya okul, ya dersane...