Önce ekmekler bozuldu sonra elmalar

A -
A +

Son zamanlarda albenisi olan kırmızı elmaları canım çekip alıyorum, ikiye böldüğümde bir de bakıyorum; çekirdek etrafından çürümüş... Kimileri bunu mevsiminin geçmesine bağlıyorlar, kimileri de yanlış ilaçlamaya... Anlayacağınız hiçbir şeyde tat, tuz ve doğallık kalmadı. Bu çekirdekten, yani özden çürüme hadisesi çok düşündürücü. Gözü açıklar, elmaları fahiş fiyattan pazarlayıp vitamin derdine düşen, kalbe iyi geliyor diye umutlanan biçare müşterilere kakalıyorlar. Bu zalim piyasa ortamında bazen talep deva, arz "ağu" oluyor ne yazık ki.... Galiba 21. yüzyıla girerken yaşadığımız en acı gerçek, öz'den çürüme... Özgürlükleri yanlış kullanan, madde'yi her şeyin üstünde tutan insanda başlıyor, dalga dalga her tarafa yayılıyor, her şeye siniyor. Oysa bu yüzyıla ne hayaller, "önce insan", "her şey insan için" türünden ne iddialı söylemlerle girmiştik! Her bir taraftan dökülüşümüze bakmadan; erdemle içimizi donatmadan insanlığın altın çağına ulaştığını tasavvur ediyorduk. Haksızlıkların, insafsızlıkların, zulmün bitebileceğini, emeğe saygının artacağını, sosyal adaletin sorumlu ve vicdanlı yönetimler elinde gerçekleşebileceğini bile düşünür olmuştuk! 20. yüzyılda gerçeklere uyanışımız "Önce Ekmekler Bozuldu" tesbitiyle olmuştu. 21. Yüzyılda buna elmaları ekliyoruz. Pırıl pırıl, kıpır kıpır, cicili bicili bir görünüm; ardından ağulu bir çürüme... Eseflenmemek elde değil! İnsanlık, genlerin şifrelerini çözmek, Mars'ı yaşanılır hale getirmek gibi olağanüstü adımlarla devleşiyor. 21. Yüzyılda insan, kazandığı zaferlerle uzaktan göz kamaştırıyor. Ama içten çürüyor... Maddede dev olsa bile manada cüce... Gidişatın hedefi Mars mı? İyi de, bir başka gerçek de kendi hükmünü icra ediyor; "Önce Ekmekler bozuldu, sonra elmalar...sonra daha niceleri!" Sevgiler, menfaat, yalnızlık ve kirlilik girdabında soluksuz. En güvenilir sanılan dostluklar, en sadık görünen sevgililer, en huzurlu görünen çatılar iskambil kağıdı... Yenip içilende hile... Her şeyde kokuları sinsi sinsi etrafa yayılan bir çürüme. Siz, dünyanın dört bir tarafında insancıkların neden son yılların icadı "küreselleşme" karşıtı eylemlerde bulunduğunu sanıyorsunuz? Gösterişli, küresel elmanın orta göbeğindeki çürüğün farkına varanlar, paylaşımda ağulu kısmın kendilerine düşeceğine inananlar baş kaldırıyor. Ağulu ve büyük bir ihtimalle kurtlu çürüğü kim yemek ister ki?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.