Opera ve balede yerli açılımlar

A -
A +

Günlük koşuşturmalardan, dünya çalkantılarından sıyrılıp da gözümü gönlümü açan dekorlar içinde bir opera eseri dinlemek veya bale seyretmek benim en büyük zevklerimden biri. Son zamanlarda (Madame Butterfly dışında) AKM'de sahnelenen bütün operalardan memnunluk duyarak salondan çıktım. Ve bu memnuniyetimi olabildiğince yazılarımda aksettirdim. Aksettirirken de, bir yandan yerli eserlerimizin oluşturulmasına, yerli eser üretiminin desteklenmesine dair temennilerimi de tekrarladım durdum. Ayrıca, Devlet Opera ve Balesi'nin Genel Müdürü Remzi Buharalı ile her görüşmemizde bunu dile getirdim. Biz, şimdiye kadar garip bir umursamazlık tavrı içinde tarih ve kültür mirasımıza karşı ilgisiz kalmışız. Nice değerlerimizi hallaç pamuğu gibi dağıtıp savurmuşuz. Bizim samimi temennilerimizden midir, yoksa Devlet Opera ve Balesi yöneticilerinin kendi aralarında aldıkları karardan mıdır nedir; bir süreden beri yerli eser üretimine karşı iyi niyetli ve ciddi bir açılım var. Beyhan Murphy ve Mercan Dede ikilisinin "Seyahatname" ve "Güldestan" gibi ruhu ve düşünceyi dans ettiren özgün çalışmaları, bir ara sağda solda opera arabeskleşiyor mu kaygıları uyandıran (yükselen popüler kültürün adeta zorlaması diyebileceğimiz) "Ağır Roman" ve son olarak Başak Sigorta'nın sporsorluğu ile gerçekleştirilen "Ercişli Emrah ve Selvihan" bu açılımın dikkat çeken ve seyircinin hoşuna giden güzel örnekleri.. İstanbul Opera ve Balesi tarafından sahneye konan "Ercişli Emrah ve Selvihan" oyununun ardından görüştüğüm İDOB Müdürü Suat Arıkan, zengin kültürümüzden yararlanarak daha nice eserler hazırlamak istediklerini, ancak bunun için de sponsorlara ihtiyaç duyduklarını söyledi. Tekniği batıdan almak suretiyle Türk Operasının oluşturulmasının Atatürk'ün de isteği olduğunu ileri süren Arıkan, bu isteğin yerine getirilmesi için var güçleriyle çalışacaklarını belirtti. İzlediğim kadarıyla iş dünyası, kültür ve sanatı desteklemeyi ciddi olarak ele almış durumda. Hatta kurumlar arasında gözle görülür bir rekabet havası bile esiyor diyebilirim. Bu desteğin Devlet Opera ve Balesi için de cömertçe sürmesini diliyorum. Çünkü ele aldığı işi en iyi bir şekilde yapmağa çalışan bu kurum, kültür ve sanat yönünden bizi batıda tanıtabilecek yüz akı eserler ortaya çıkaracaktır. Buna inanıyorum. Bu konuda henüz görüşme fırsatı bulamadığım yeni Kültür Bakanımızın düşüncelerini bilmiyorum ama son yıllarda başarı grafiği yükselen opera ve baleye gereken önemi vereceğini ümit ediyorum. Bir oyun: Kim Kimi Kimle Şehir Tiyatrolarında sahne alan, iki ayrı, zamanı ve mekanı bir arada gösteren, yanlış anlamalar üzerine kurulan; durum komedisi diyebileceğimiz bu oyun, sezonun keyifle seyredilecek seçkin oyunlarından biri. Başta Hikmet Körmükçü olmak üzere bütün oyuncuların üstün bir performans gösterdiği eseri, hoş vakit geçirmek isteyen tiyatro severlere tavsiye ederim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.