Ormancılar

A -
A +

Geçen hafta, sıcaktan bunaldığım bir gün, Bahçeköy'deki Atatürk Arboretum (Canlı Ağaç Müzesi)'una gittim. Bu huzur verici orman ortamında yürüyüş yaparken ağzımdan şair Mehmet Emin Yurdakul'un "Sakın kesme" şiirinden mısralar kendiliğinden döküldü: "Hem dünyada en birinci borç değil mi her kula Bir tohumu fidan yapmak, fidanı da bir orman? Eğer böyle olmasaydı ne kalırdı oğula; -Mirasımı arttır- diye öğüt veren atadan?" Tohum ekmek, fidan yapmak; giderek orman oluşturmak ve o ormana gözü gibi bakmak... bu bir sevgi, özveri ve sabır serüveni. Bu serüveni meslek edinen insanlar var; ormancılar... Biliyorsunuz, Poyrazköy sırtlarındaki Medya Ormanı'nda kendi elimle diktiğim ve adını "Ufuk" koyduğum bir ağacım var. Ona ormancılar bakıyor. Ormancılar... Atalardan kalan mirası 24 saatlik mesaiyi esas alıp da gözleri gibi bakan, soluduğumuz temiz havanın, içeceğimiz temiz suyun teminatı olan ormanları, gözünü budaktan sakınmadan yeri geldiğinde şehit, yeri geldiğinde gazi olarak koruyan o fedakâr insanlar... Görev uğruna şehit arkadaşının mezarı başında konuşma yapmak, soğuk hastane koridorlarında gazi meslekdaşlarının yakınlarına kuvvet vermek gibi ağır imtihanlardan geçen yeşil sevdalıları... Hayatları orman sevgisi üzerine kurulmuş; çocuklarının oyuncakları bile itfaiye arabaları ve dozerler olan; kışın kar üzerinde, dondurucu soğukta orman bakım çalışması yaparken buz kesilen, orman yangınlarıyla boğuşurken köze dönen; cansiperane çalışmalarını övünç konusu yapmayacak kadar alçakgönüllü; biraz mahcup, biraz mahzun ama her zaman vakur; yürekleri hizmet aşkıyla dolu; ormanı mabet sayan orman dostları... Yani, bizim gerçek dostlarımız. Bakımlı orman yollarında dolaşırken onları hiç düşündüğünüz oldu mu? Orman yangınlarında kurtarma çalışmalarıyla ilgili haber yapanları ödüllendiririz de hayatlarını ortaya koyup da ateşe atılan ormancılara ne medya ne sivil toplum örgütleri olarak ödüllendirmeyi, onların çalışma şevklerini arttıracak, morallerini yükseltecek şekilde teşekkürlerimizi sunmayı aklımızdan geçirmeyiz. "Bir'i bilmeyen 'bin'i hiç bilmez" demiş atalarımız. Gelin, 'bir'in kıymetini bilenlerden olalım. Şimdilerde 81 ilde Kent Ormanları kurmaya hazırlanan bütün orman görevlilerine şimdiye kadar yaptıkları çalışmalar için şükranlarımızı sunalım. Sunalım ki, kadir kıymet bilen gönüller aşkı için uyandıracağımız şevkle bir, bin olsun; ormanlar çoğalsın. Yaşamımız kadar ruhumuz da yeşillensin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.