Ruhunu arayan Eminönü

A -
A +

Mekanların ruhu olur mu? Olur. Hele dünyada, eşi benzeri olmayan; zengin ve çok eski kültür - medeniyet eserlerini bağrında toplayan Eminönü gibi bir mekansa... Ben, bu ruhu daha çok gece vakitlerinde kendine özgü bir ışığı olan sokak ve caddelerinden geçerken hissederim. Gün boyu koşuşturup duran milyonlarca insanın yükünden, kargaşadan, trafikten yorgundur, bunalmıştır Eminönü...Denizden esen hafif rüzgarla buğusunu atmaya çalışır. Kargacık burgacık yapılar karanlığa çekilmiş, ışıl ışıl ortaya çıkan tarihi binaların ve geçmiş zamanların saltanatı başlamıştır. Ancak boş bir gürültüden ibaret olan dünya lisanı yerine ruhaniyet lisanı hakimiyetini kurmuştur. Eğer bütün sorunlarınızdan sıyrılıp sadece bu lisana kulak verirseniz size geçmişten neler neler anlatır! Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, değerli tarihçi İlber Ortaylı ve Osmanlı kültürüne vakıf gazeteci-yazar Mehmet Şevket Eygi ile birlikte el ele verip dünyada eşi, benzeri olmayan bu yarımadanın yarı kaybolmuş ruhunu canlandırmak için projeler üretmeye başlamışlar. 17- 19 tarihleri arasında gerçekleştirilen Uluslararası Eminönü Sempozyumu, bu projelerin başlangıç noktası...Onun için çok önemli ve hayati bir anlam taşıyor. Tarihçilerin, bilim ve kültür adamlarının, şehir planlamalacılarının, kültür ve bilim adamlarının verdikleri sunumların ve bu çerçevede yapılan tartışmaların öngörülen projelerin hayata geçmesinde ışık tutacağı; büyük rolü olacağı kanaatindeyim. 1950'li yıllarda başlayan hızlı göç dalgasıyla tarihi dokusunu kaybetme sürecine giren; tarihi hanların imalathanelere, atölyelere, medrese ve hamamların kereste depolarına dönüştürüldüğü; şahsiyetsiz beton binaların dört bir yanı sardığı; kirlilik ve başıboşluğun hakim olduğu; seçkin zümrenin birer ikişer terkettiği Eminönü, bunca ihmal ve sadakatsizlikten sonra ilk defa ilgi ve ihtimam görüyor. Zararın neresinden dönülse kardır demiş ya atalarımız; çok geç de olsa, zengin tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkmaya; bilinçli bir sorumluluk duygusu içinde acil çözümler üretmeye çalışılmaya başlanması; yarımadanın bir dünya markası haline getirilmesinin amaçlanması çok ama çok önemli bir gelişme...Buna destek veren, İstanbul sevdalısı Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı, Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er'i ve katılımda bulunan bilim ve kültür adamlarını kutlamak gerekiyor. Projeler arasında neler var Göreve geldiğinde ilk işi bölgeyi işportacı istilasından kurtarmak olan Başkan Nevzat Er; ilk aşamada Eminönü'nü beton binalardan temizlemeyi planlıyor. İlk proje Süleymaniye. İlkin, Veznecilerden başlayarak Bakırcılar, üniversite duvarı ve Cemil Birsel caddesinin içinde kalan ve 8 mahalleyi kapsayan alan içinde yıkımlar başlanacak. Buralardaki ayakkabı imalatçıları ile kuyumcu atölyeleri ve ruhsatsız otoparklar kapatılacak. Tarihi dokuyla uyuşmayan Büyükşehir binasıyla Adliye Sarayının yıkılması da planlanmış durumda. Eskiden Eminönü seçkin insanların; sanatkarların, bilim ve kültür adamların oturduğu güzide bir yermiş. Şimdi yine seçkin insanların buraya yerleşmesi sağlanacakmış. Halkın gönül rahatlığı ile gidebileceği nezih mekanların, Türk kültürünü yansıtan Türk evlerinin, börek saraylarının, pilav saraylarının, Türk mutfağına ağırlık veren lokantaların, çayhanelerin, pastanelerin açılması düşünülen şeyler arasında. Tabii ki sempozyum sırasında ortaya atılan yeni ve parlak önerilerin de yeni projeler oluşturmada büyük katkısı olacaktır. Temennim, projelerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi...Sonucunu düşündüğümde; ruhu kendi ruhuma eş düşen bambaşka bir Eminönü'nü ve gönül ikliminde yeni ufuklar açacak masalsı zamanlar içinde yaşamayı hayal ediyorum. Ve şimdiden bunun heyecanını duyuyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.