Sanatın olmazsa olmazı

A -
A +

Bir kafeteryada tesadüfen sohbetlerine katıldığım gençlerden biri hikâye yazarı olduğumu öğrenince bana; "Yazar olarak Türkiye'yi terk etme duygusuna kapıldınız mı?" diye sordu. İnsan, bir ülkeden, bir mekandan, beraberliklerden, içinde bulunduğu şartlardan, insanlardan, hatta yaşadığı zamandan bile bir an gelir; kaçmak isteyebilir. Bu, insanoğlunun tabii duygularından biridir ki, ünlü şairimiz Ahmet Haşim'e, "O Belde" isimli enfes şiirini yazdırmıştır. Ben, ülkemden kaçma duygusuna hiç kapılmadım ama yazma sanatından kaçma duygusuna kapıldım ve uzun süre yazmadım. Neydi beni yazmaktan kaçıran (hatta diyebilirim ki beynimi küstüren) şey? Bir cümleyle ifade etmek gerekirse; kendimi kapana kısılmış gibi özgür hissetmememdendir. Ülkemde beni bezdirenin (dikkat edin, kaçma duygusu veren demiyorum) özellikle kendilerinde ilericilik vehmeden yarı aydın ve hâkim zümrenin baskıcı tavrı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Onbeş-onaltı yaşlarında nerdeyse dünya klasiklerinin yarısından fazlasını okumuş genç bir yazar adayı olarak bütün amacım; hikâye boyutları içinde 'insan'ı anlatabilmekti. Amacım doğrultusunda 70'li yıllar, yazarlığımın en velut yılları olabilecekken; ne yazık ki politik baskılar, yazarları ille siyasete çekmeler, toplumsal olaylarda taraf olmaya zorlamalar yüzünden kısır bir dönem oldu. O sıralarda dünyada yaygınlaşan sosyalizm (ve nihayetinde komünizm) bizim ülkemizde de, özellikle aydınlar arasında ateşli taraftarlar bulmuştu. Bunların çoğunun şiddetle savunduğu Marksizmi tam olarak bildiklerine bile emin değilim. Medya destekli bu Marksist aydınlar (yazarlar), öyle despot tavırlar takındılar ki, şablonlara girmek istemeyen, içinden geldiği gibi özgürce yazan bütün yazarları faşistlikle itham ettiler, nefretle dışlayıp yok saydılar. Marksizme hizmet etmeyen bütün eserleri küçümseyip görmezden geldiler. Oysa, sanatın olmazsa olmazı özgürlüktür. Sanatkârın beynine şu veya bu sebeple ipotek koymaya kalkarsanız bugün olduğu gibi sanat vadisinin çoraklaşmasına sebep olursunuz. Bu tavır sanata olduğu kadar, yaradılışa da aykırıdır. Bırakınız, isteyen sanatı, sanat için yapsın, isteyen toplum için yapsın, isteyen de kendi için... Komünizm, kapitalizm gibi insanoğlunu köleleştirmeye yönelik sistemlerde kendini bilmek, ayakta kalabilmek ve gelecek için umut taşıyabilmek için özgürlük duygusuna ihtiyaç vardır. Sanatkârlar, bu özgürlük duygusunu canlı tutan, kıvılcımlayan insanlardır. Şu veya bu şekilde onların üstüne baskı yapmaya kalktınız mı, insanların ufuklarını karartırsınız, hayalleri ve düşünceleri kısırlaştırır, hayatı yavanlaştırırsınız. Bir kitap İŞ BİTİRİCİ İşletme uzmanı David Allen'in stressiz performansın ve başarının yöntemlerini öğreten kitabı. Fırsatları değerlendirmek, başarıyı yakalamak isteyen tüm girişimcilere ve çalışanlara tavsiye ederim. (Babıali Kültür Yayıncılığı, Tel: 0212 454 21 65, Faks: 0212 454 21 69)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.