Güneri Cıvaoğlu, cumartesi günkü yazısında: "Doğu duygusaldır. Batı rasyonel (akılcı). O nedenle şiddet, köklerini Doğu'nun duygusal kültür altyapısından almıştır" diyor. Bir düşünelim; öyle mi? Şiddete (köken itibarıyla da olsa) bir coğrafya biçmek ne dereceye kadar doğrudur? Şiddet, insanoğlunun doğasında vardır. Dinlerin özü; insana kendini bilmeyi; kendini bilmek de yaradılıştaki bu şiddet eğilimini köreltip yok etmeyi buyurur. Uzaya kadar uzanan, hakimiyet ve iktidar hırsıyla yanıp tutuşan; evrenin sırlarını çözmeğe kalkan insanoğlu, ne yazık ki kendi içine uzanıp nefsini terbiyede aciz kalmıştır. Şimdi gelinen noktaya bakınız; şiddet, küresel bir afet olarak bütün insanlığı tehdit etmektedir. Kimse güvence içinde değildir. Korku ve evham dağları sarmıştır. İlerleme, çağdaşlık ve medeniyet bu mudur? Şiddeti besleyen kaynaklar üzerinde yeni yeni kafa yorulmağa başlandı. Oysa şiddetin kaynakları belli değil mi? Bir kere daha hatırlatalım isterseniz. Şiddetin kaynağı komşusu açlıktan kıvranırken gönül huzuru içinde tok yatanlardır, kötü yönetimlerdir, iktidar hırsıyla başkalarının haklarına ve topraklarına saldıranlar, emeklerini sömürenlerdir; masa başında dünyayı bölmeyi ve paylaşmayı planlayanlardır, insanları "biri" ve "öteki" diye ayırıp ayrımcılık yapanlardır, sürekli silah üretip de dünyanın orasında burasında çatışmalar çıkması için destek verenlerdir, şiddet içeren filmlerle sinema piyasasına hakim olup kitleleri şiddete yönlendirenlerdir; karanlığa çekilip de şer tezgahları hazırlayanlar; sevgiyi, şefkati ve merhameti gündemden çıkaranlardır, adaletsizliği yeryüzünde yaygınlaştıranlardır, cehalette direnenlerdir. Doğu da içindedir, batı da yani. Duygusal da, akılcı da. * Madrit'deki terör eyleminden sonra İspanyol halkının sokaklara dökülüp tek yürek olarak: "Hayır!" deyişleri terörün kökünün kazınması için bir umuttur. Keşke yeryüzünde bütün halklar, herkes, hepimiz aynı gün sokağa çıkıp da bu direnişe destek vermeyi akıl edebilseydik! Dünya halkları olarak teröre set çekmişliği gözünü kan bürümüş iktidar sahiplerinin, şer odaklarının gözüne sokabilseydik! Tek tek uyanmışlığımızı, Kül yutmadığımızı, Doğu-Batı dünyası kamuoyu olarak karanlıkların efendilerine hissettirebilseydik!..