Türk müziğinin yıldızı parlıyor

A -
A +

Büyük gazetelerin birinde çalışan bir röportaj yazarı hanım (söz konusu bu gazetenin yazarları, isimleri belirtildiğinde yazanların bunu şöhret kaygısıyla yaptıklarını sanıp hemen havaya giriyorlar, oysa bilmiyorlar ki günümüzde pek ucuzlayan şöhret gibi meta ile bizim işimiz yok) Lütfi Kırdar Salonu'nda düzenlenen bir şarkı yarışmasına gitmiş. Bu ülkede Türk Müziği'nin dinlenmediğini sandığı için (!) salonu hınca hınç dolu görünce pek şaşırmış. Biz de buna şaşırdık doğrusu. Gazeteci ol da, toplumun gerçek ihtiyaçlarını anlama!.. Neyse, biz konumuza dönelim. Ramazan ayı süresince TRT, özellikle dördüncü kanalda yayınlanan Türk Müziği konserleriyle, birbirinden güzel sesli solistlerin okuduğu şarkılar ve türkülerle gönüllerimizi şenlendirdi. Ramazan sonrası günlerde de daha doyurucu programlarla devam eden bu yayınlar, sürekli pop müzik dinlemek zorunda bırakılan, uzun zamandır Türk Müziği'ne hasret kalan halkın büyük bir kesimini çok mutlu ediyor. Ülkemizde birbiri ardınca açılan konservatuvarlar billur seslere sahip; nota, usul bilen, okuyuşu düzgün nice solistler ve virtüozlar yetiştiriyor. Özel kanallarda ve radyolarda bunlara yer verilmiyor, ama çeşitli salonlarda çeşitli vesilelerle tertiplenen Türk Müziği konserleri büyük rağbet görüyor. Anlayacağınız Türk Müziği'nin yıldızı gittikçe parlıyor... Bunda on yıldır düzenlenen İstanbul Türk Müziği Günleri'nin payı büyük. 1993'te Çölleşen ruhumuzu müzikle yeşertelim" sloganıyla başlayan ve on yıldır "müziği yaşamak ve yaşatmak" amacıyla devam eden İstanbul Türk Müziği Günleri bu yıl 2-29 Aralık tarihleri arasında yapılıyor. Bu etkinliğin düzenlenip gelenekselleşmesinde büyük emeği olan genel sanat yönetmeni Doç. Göktan Ay'ı kutlamak istiyorum. Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nda çeşitli kademelerde başarılı yöneticilik tecrübeleri olan Ay, bilimsel kariyerinin yanı sıra müzik dünyasında Türk kültürünü tanıtmak ve geliştirmek amacıyla tertiplediği sayısız etkinlikleri ile de tanınıyor. Aynı zamanda Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi Başkanı olan Göktan Ay, (bir isimde ısrar edilmesi yüzünden) uzun zamandır boş kalan TRT Genel Müdürlüğü için başvuran adaylar arasında. Bir ara kendisiyle kültür ve sanatta yozlaşma üstüne sohbet etme fırsatı bulduğum Göktan Ay'ın şu görüşleri onun sorumluluğunun idraki içinde olan olgun yapısı hakkında okuyucularıma bir fikir verir sanıyorum. "Ülke insanını yönlendirmekte önemli görevleri olan radyo ve özellikle televizyonlar, eğlence kültürünü, bu ülkenin gerçek kültürü olarak yaymakta ısrar ettikçe müzikte ve sanatta gelişme sağlanamıyor; aksine yozlaşma başlıyor. Sanatçı adı ile karşımıza popüler kişiler çıkartılıyor. Gerçek sanatçılar ise; her gece dışarılarda değil evlerinde, mütevazı ortamlarında, popüler değil kalıcı olmamın rahatlığı içinde Türk insanının kalbinde yaşamağa devam ediyor." Benim de bu sözlere ekleyeceğim şu: Biz gerçek sanatkarları yalnız kalbimizde yaşatmak değil, görmek ve duymak istiyoruz. Türk Müziği'nin parlamaya başlayan yıldızı bu isteğimizin gerçekleşeceği anlamına geliyor. Onun için mutluyuz. Kolay gelsin diyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.