Türkiye bir aşuredir

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde SKY Türk Kanalında Basın Kulübü programının konuğu olan Türk Dünyası Araştırma Vakfı Başkanı Turan Yazgan'ın, Türkiye ve dünya meseleleriyle ilgili çok hassas konulara değinen konuşmasını dinledim. Yaygın olan: "Türkiye mozayiği", "Türkiyeli" yakıştırmalarına Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" özdeyişinin ardındaki anlayışa işaretle karşı çıkan Yazgan, "Türkiye mozaik değil, aşuredir" ifadesini kullanarak bu tanımı yaklaşık olarak şöyle açıkladı: "Bu aşurenin içinde nohut da vardır, fasulye de vardır, fıstık da vardır, buğday da vardır, ceviz de (aşurede olan bütün maddeler sayılabilir)... Bunlar, bir araya gelip kendine özgü ve tadı olan bir bileşim oluşturmuşlardır. Bunları (fasulyeyi, nohutu, buğdayı vs.) bu bileşimin dışında, ayrı düşünemezsiniz; öylesine iç içe geçmişlerdir." Turhan Yazgan'ın Türkiye ile ilgili diğer özgün benzetmesi de halı... "Türkiye çeşitli renkte ipliklerle ilmik ilmik dokunmuş bir halıdır" diyor... Türkiye gerçeğinin, Türk toplum yapısının yürek bakışıyla ve duyuşuyla özgün ifadesi olan bu tanımlamalar, ne kadar isabetli ve düşündürücü... Türkiye mozayiği tanımlaması gündeme gelip de moda olduğunda çoğumuz "bileşim"in ifadesi olarak (mozayiğin düşüp ayrılma özelliğini düşünmeden) telaffuz etme hatasında bulunduk. Bu tanımlamayı gündeme getirenlerin bilinçaltlarındaki kastı belki hâlâ anlamamakta direniyoruz. Ama yanlışın neresinden dönersek kârdır. Demek ki neymiş: Türkiye, ayrı ayrı tadların bir araya gelip de halhamur olduğu; özel ve güzel bir tad oluşturduğu aşuredir. Türkiye, ayrı ayrı renkte ipliklerin ilmik ilmik dokunduğu bir halıdır. Turhan Yazgan Hoca, Batı'nın özünde ırkçılık olduğunu söylüyor. Batıyı medeniyetin beşiği olarak kabul edenlere bu iddia ters gelebilir. Bakınız, Pierre Beaudet'nin bir makalesinde, "Medeniyetler Çatışması" tezinin sahibi Amerikalı siyaset bilimcisi Huntington'un düşüncelerini yorumlayan satırları bu hususta ne kadar dikkat çekici: "Huntington için Batı, Konfüçyüscü (Çin, Japonya), Bantu (Siyah Afrika) Doğu Avrupa (Rusya) ve benzeri uygarlıklara karşı amansız bir mücadele yürütmeye kaçınılmaz bir şekilde mahkumdur. Böylelikle etnisizm (soyculuk) ve ırkçılık, hiç kimsenin, daha doğrusu neredeyse hiç kimsenin farkına varıp da hoşnutsuzluk göstermesine bile imkan vermeyecek bir formülasyon altında insanlığın gündemine sokulmuş olmaktadır. Bu türden albenili, hatta rüküşçe diyebileceğimiz zihin şımarıklıkları, Amerikalıların elindeki kudretli medya makinesi aracılığıyla sonsuz sayıda çoğaltılıp, sonra da, seçkin Amerikan üniversitelerinin seçkin Amerikalı profesörleri tarafından geliştirilmiş bilimsel teoriler olarak dünyanın hemen her bir yanına postalanırlar ki, bunları eğer onlar söylüyorsa, bize de tabii onlara inanmak düşer. Bu şekilde ilk çıkış noktamıza dönüyoruz. Dünya, kendi içinde bölünmüş, parçalanmış, yabancı/düşman kamplara/saflara ayrılmış bir dünyadır."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.