Yaygınlaşan bir hobi: Yazarlık

A -
A +

Kim ne derse desin, yazı hayatımız, gazete köşelerimiz, edebiyat dünyamız sahnelerden, podyumlardan transfer olan pırıl pırıl, şıkır şıkır sanatçılarla gelişiyor, şenleniyor; ayrı bir renk ve ahenk kazanıyor. İşte size güzel bir haber; şarkıcı Doğuş da yazarlığa soyunmuş. Bence iyi etmiş. Kendisini şarkıcı olarak pek başarılı bulmuyordum; inşaallah yazarlıkta başarılı olur! Gazetelerin yazdığına göre otobiyografik bir eser hazırlıyormuş. Haydi hayırlısı!... İyi haberler hep üst üste geliyor; Pakize Suda da iki yeni kitapla yazarlar kervanına katıldı. Kitaplarının adı (hafızam beni yanıltmıyorsa): "Doya Doya Sevişemedik" ve "Mış-Muş" Kendi köşesinde tanıtımlarını yaptı. Ayşe Arman da bir iki hafta içinde kendisiyle üç sayfalık röportaj yapar diye bekliyorum. Yoksa yeni yazarlarımızı bilinmedik yönleriyle nasıl tanıyacağız? Birden Hülya Avşar'ı hatırladım. Sahi, o da bir kitap yazıyordu. Bununla ilgili bir haberi aylar önce gazetelerde okumuştum. Niye gecikti acaba? Herkes eteklerindeki taşı döksün, ondan sonra ortaya çıkayım diye mi düşünüyor ne? Ne de olsa işini bilen, akıllı kadındır. Bu arada hain bir saldırıya hedef olan dansöz Asena da, istirahate çekildiği şu günlerde kitap yazarak herkese bir sürpriz yapabilir. Mademki tahmin faslına geldik, biraz daha ileri gidelim, Tarkan'ın kitap yazdığını düşünelim. Görülmedik medya patlamasıyla kitap, yalnız Türkiye değil, dünya listelerini sarsabilir... Seda Sayan istediği köşeye yerleşebilir, Deniz Akkaya bir şaheserle ortaya çıkabilir. Nasıl olsa gazetecilik deneyimi de var. Daha ne? 'Öğretmen rolünü oynamak' genelde eski film yıldızlarının idealiydi. Şimdiki şarkıcıların, mankenlerin, dansözlerin; hasılı gösteri aleminin popülist yıldızlarının ideali (hobisi de diyebiliriz) yazarlık oldu galiba. Tabii özgürlük var, bireyciliğin öne çıkışı var, insan hakları var... Kim, ne isterse yapabilir! Ama niye yazarlık? Para pul, şan şöhret getirmez. Okunmazsınız, ilgi ve itibar görmezsiniz. Hal böyleyken niye yazarlık sahi? Görüyorsunuz ya yeni dünya düzenine çağdışı zihniyetimle hâlâ ayak uyduramıyor, pesimist hükümlerle moral bozmağa kalkıyorum. Hayatımızda giderek ön plana geçen, adına "reklam" denilen o akıl alıcı sihirli güçle rağbetin nasıl yön değiştirebileceğini unutuyorum. Hâlâ yaptığım Türkoloji tahsilinin yazarlık mesleğim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hâlâ ilkokuldan beri okuduğum, okumakta olduğum, okuyacağım kitapları yeterli görmüyorum. Hâlâ yazarlık uğruna koskoca bir ömrü adamak gerektiğine inanıyorum. Hâlâ dil ve üslup peşindeyim. Ne kadar demodeyim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.