Yazarlığa dair

A -
A +

Edebiyat bir dil sanatıdır. Gerçek bir edebiyat dünyasına girmeye hazırlanan yazar, önce okumaya, dili öğrenmeye, anlamaya, dil estetiğinin sırlarına erişmeye adar kendini. Bir kuyumcu titizliğiyle dil hazinesinde kelimeler biriktirir. Sermayesi kelimelerdir onun. Bir altın değerinde olan, bünyesinde nice anlamlar, nice güzellikler, nice renkler barındıran kelimeler... Yazarın belleğine, hatıralarına, vicdanına yerleşen o kıpır kıpır hayat dolu kelimeler, özgürlükten nasiplerini almak için sınırlarından taşarak dış alemde dolaşırlar; insanların ruhlarına dokunurlar, her çiçekten renk, her canlıdan bir tesir alırlar; ufuklara uzanırlar, denizlerde yıkanırlar; gün olur bir sevinç nidasında mutluluğu tadarlar; gün olur acı dolu ahlarla sarmaş dolaş olarak kederi tanırlar, hüzne selam dururlar; yağmurların nemi, güneşin ışınlarıyla haşir neşir olurlar. Sonra, çiçeklerden binbir çeşit öz toplayan arılar gibi yine yazarın dil hazinesine dönmek için bir işaret beklerler. Kelimelerin üslup oluşturmada kendilerine düşen görevlerini yapmak için olgunlaşma adına kendilerine özgü gizemli maceralarıdır bu. Yazar, onları günler geceler boyu büyük bir titizlikle seçti; onlarla yatıp kalktı; mahremiyetine kattı; kendine mal etti ya, onlar da bir konu bulmak için bekleyişe geçen yazara vefa borcu ödemek için can atmaktadırlar. Nihayet beklenilen an gelir; herhangi bir olay, düşünce, hayal ve elektriklenme sonucu yazarın her türlü tesire açık ilham radarında bir titreşim oluverir. Genellikle bir gece yarısı yazar uykusundan aradığı konuyu bulmanın heyecanı içinde uyanıverir. Artık ihtiyacı kelimeleredir. Sessiz bir çağrı ıslığı almışçasına ilkin şifre kelime, meçhullerden bir kuş gibi kanatlarını çırparak gelir, yazarın dimağına süzülür, düşünce ve hayal çarkını döndürmeye başlar. O çark döndü mü, özgürlüklerini doya doya yaşayan bütün kelimeler, ardı ardına gelerek yazarın ustalıklı atkılarıyla tezgâhta kilim dokur gibi konuyu dokumaya başlarlar. Bir edebi sanat olayının(hikâyenin, romanın, şiirin, tiyatronun vs...) ilk çıkış hamlesidir bu. Uzun bir hazırlanma süreci isteyen ciddi ve çileli bir iştir yazmak, kelimelerle abideler inşa etmek... Ama bunu bana "Ben yazar olmak istiyorum. Ne yapmalıyım?" diyen, üstelik okumaya, dilin sırlarını öğrenmeye o kadar meraklı olmayan onbeş-onaltı yaşlarındaki gence veya bir gecede yazar olmaya karar veren bir mankene veya şarkıcıya bir çırpıda nasıl anlatırsınız? Haydi, genç safiyetle sordu diyelim. Ötekiler sormaya bile ihtiyaç duymuyorlar. Okuma yok, dil bilgisi ve estetiği yok. Ama yazıyorlar... Her şey öylesine basitleşti, öylesine ucuzladı ki... Bir Kitap Irmaklar Sonsuza Akar Usta şair Olcay Yazıcı'nın Türkiye'nin seçkin, kültür, düşünce ve edebiyat insanlarıyla yaptığı söyleşileri içeren kitabını özellikle gençlere tavsiye ederim. (Etkileşim Yayınları, Tel: 0212 551 32 25)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.