Yılmaz Karakoyunlu ve TRT

A -
A +

Yılmaz Karakoyunlu'yu geçtiğimiz yıllarda bir ara genel sekreterliğini yaptığım Tiyatro ve Televizyon Yazarları Derneği'nde tanıdım. İşlek zekasıyla olayları iyi analiz edebilen, birikimli, temiz ve duru bir Türkçe'yle çok güzel konuşan bir arkadaşımızdı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a akıl hocalığı yaptığı söyleniyordu. Bir kültür adamı ve yazar olarak tanıdığım Karakoyunlu'nun siyasete atıldığını ve hele hele milletvekili seçildiğini öğrendiğimde siyaset, kalite kazanacak; kültür ve sanat meseleleri gündeme gelecek diye sevinmiştim.. O, şimdilerde özelleştirmeden ve TRT'den sorumlu Devlet Bakanı. Kendisine yaraşır. TRT'den sorumlu olması Türk Dilinin pürüzsüz kullanımı, Türk Halk ve Sanat Müziğinin korunması açısından sevindirici. Açık söylemek gerekirse; onun Türk Müziğiyle bu kadar içli dışlı olduğunu bilmiyordum. Geçenlerde Yalova'da bir konserde ses sanatçılarına taş çıkartacak derecede başarılı solo yaptığını gazetelerde okuduğumda şaşırdım. Bir yandan yıpratıcı bir siyaset uğraşısı, bir yandan kitap üstüne kitap yazmak, üstüne üstlük beste yapmak, şarkı söylemek her babayiğidin harcı değil. Karakoyunlu'nun bu kadar enerjik olmasına doğrusu gıpta ediyorum. Bu kadar çok yönlü oluşu bana bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı sıralarda tanıdığım musikiye gönül vermiş bir başka renkli kişiyi, Hasan Celal Güzel'i hatırlatıyor. Okuyucularım hatırlayacaklardır, Karakoyunlu, geçtiğimiz günlerde "Türk Dilinin ve Müziğinin Yozlaştırılmasının Önlenmesi" adı altında Meclis'e bir önerge vermişti. Karakoyunlu'nun, internet aracılığıyla metnini bana da göndermek nezaketinde bulunduğu önergeyi Türk Diline ve Müziğine gönül veren biri olarak bu sütunlarda hararetle destekledim. Bu destek okuyucularımdan da büyük ilgi gördü; telefonlar, fakslar ve mailler aldım. Dilimizin ve müziğimizin bugünkü hali sorumluluk sahibi vatandaşlarımızı da üzüyor anlaşılan. Dil sorumluluğu taşıyan ve Türk Müziğiyle haşir neşir olmuş bir bakanın TRT'nin ufkunu açacağına, onu zaman zaman kapıldığı popülist eğilimlerden, uyuşturucu yavan diziler furyasından kurtaracağına, kültür seviyesi yüksek, daha kaliteli programlara yönelteceğine inanıyorum. Bu arada TRT'ye ikinci defa genel müdür seçilen Yücel Yener'in kurumu eski hantallığından kurtarmak için çok çalıştığını, önemli atılımlara öncülük ettiğini unutmamak gerekir. Son zamanlarda seyircinin TRT'ye rağbeti onun döneminde arttı. Gerçi kurumu içinden tanımıyorum ama zaman zaman gittiğim Antalya'daki tesislerin kalitesi, personelinin hizmet anlayışı ve Sosyal İşler Müdürü Muhittin Eren'in örnek idareciliği bu dev sistemin işleyişi hakkında bende olumlu fikirler oluşturuyor. Bundan sonra yapılacak şey öyle sanıyorum ki yapılanla yetinmemek, kaliteye kalite katmak.. Sayın Yücel Yener ve ekibinin de hedefi bu sanıyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.