Ferit Beyin yanı sıra Behiye Hanım da basmıştı kahkahayı. Adamcağız gülmekten fırsat bulunca cevap verdi kızına: - Evladım, öyle bir şikâyet kuşu gibi girdin ki içeriye, ne selam, ne sabah, şaşırdık. Makineli tüfek gibi konuşuyorsun, komik oldu biraz... Özlem kendisini koltuklardan birine attı: - Ama haksız mıyım baba? Böyle bir trafik olur mu? Saate bak, sekizi on geçiyor. Ben okuldan altıya çeyrek kala çıktım. Zaten bütün gün klinik yaptım, ayaklarımın altı zonkluyor. Behiye Hanım yerinden kalkıp kızının saçlarını okşadı: - Sinirlenmesin benim güzel doktorum, hayat o kadar kolay değil... Bir şeyleri elde etmek için bir şeyleri yapmak lazım bir tanem. Ben şimdi sana güzel bir sofra hazırlarım, iyice doyurursun karnını, istersen ben sofrayı hazırlayana kadar sen de bir duş al. Ferahlarsın. Üstüne de bir çay demleriz. Oh, yorgunluk falan kalmaz. Özlem'in yüz hatları gevşemişti: - Sen var ya anne, bir harikasın işte... Bence bir çocuğun sahip olabileceği en mükemmel annelerden birisin. Seni çok seviyorum. Babasına döndü hızla: - Sakın gücenme, sen bendeki yerini biliyorsun zaten, söylemeye gerek yok. Annemin söyledikleri harika bir fikir. Hemen bir duş yapıp geliyorum. Neşe içinde şakıyarak odadan çıktı. Ferit Bey ve karısı birbirlerine bakıp gülümsediler. Üç kişilik ama çok mutlu bir aileydiler. Ferit Bey bir bankada müdürlük yapıyordu. Emekliliği çoktan gelmişti ama Özlem'in okulu bitene kadar çalışmayı tercih etmişti. Behiye Hanım ise ev hanımıydı. Evliliklerinin bir döneminde birbirinden güzel nakışlar işleyerek aile bütçesine katkı sağlamış, üretken bir kadındı. Tek varlıkları biricik kızları Özlem'di. Onun başarıları, onun mutlulukları onları da mutlu ediyordu; hayatlarını onun üzerine kurmuş, onun için yaşıyorlardı. Beklentileri sadece evlatlarının başarısı, mutluluğuydu. Özlem, Selim'den bahsettiği zaman Ferit Beyin ilk tepkisi okulları olmuştu ama sonra gençlerin tahsillerini bitirmeye kararlı olduklarını öğrenince ferahlamıştı... *** Yemekte Özlem hastanede olan komik olayları anlatarak hem annesini hem de babasını güldürdü. Yemeğin sonuna geldikleri zaman Ferit Bey arkasına yaslandı ve "Selim nasıl?" diye damadını sordu... Özlem, babasının bu sorusunu teferruatlı cevapladı: - İyi baba, beraber çıktık okuldan. Her gün beni almaya gelip, Çapa'dan Aksaray'a kadar yanımda geliyor. Ona, gelme diyorum ama dinlemiyor. Ne yapayım, ben de ses çıkartmıyorum artık. Kendisine işkence yapıyor!.. Hafta sonu gideceğim onlara. Biraz Adile Anneye yardım edeyim. Odasını badanalayacakmış. Serpil Ablanın hâli malum. DEVAMI YARIN