Lokmalar boğazına tıkanmıştı!

Cahit Bey neye uğradığını şaşırmış bir vaziyetteydi. Duyduklarından kafası karışmıştı. O arada Serpil: - Baba, akşama misafir geliyor. Hani bahsetmiştim ya, bir arkadaşım var diye, tanışmak için o gelecek... diye adamcağızı şaşkına çevirmişti. Soru dolu gözlerle karısına bakıp kalmış, Adile Hanımın kaş göz işaretiyle toparlanmıştı: - Tamam kızım tamam... Ardından Selim'in gündüz söylediklerini duymuştu sofrada. Lokmalar boğazına tıkanmıştı. Tabii Adile Hanım söylenenleri yumuşatarak nakletmişti yaşlı adama. Yoksa Selim'in tavrı ve ağzından çıkan sözlere bire bir tanık olsaydı her şey çok daha değişik olurdu. Cahit Bey onuruna düşkün bir adamdı. Karısının anlattıklarını sessizce dinlemiş ve mırıldanmıştı: - Biz o aileyle başa çıkamayız ki... Ben emekli bir adamım. Üç beş kuruş için hâlâ çalışıyorum. Koskoca Berberoğlu ailesine nasıl yetişirim yahu? Yemeği aceleyle yemişlerdi. Fazla bekletmemişti Kenan ev halkını. Söylediği saatte gelmişti. Cahit Beyle tokalaşıp salondaki iki tekli koltuktan birine oturdu. Anlamlı bir tebessümle Serpil'e bakıyordu. - Hoş geldiniz oğlum, nasılsınız? Cahit Bey sormuştu bu soruyu. Kenan hemen toparlandı: - Teşekkür ederim efendim. Sizi de rahatsız ettim. - Estağfirullah! Olur mu öyle şey... Konuşacak şey bulmakta zorlanıyorlardı. Birkaç kelime havadan sudan bahsettiler. Cahit Beyin aklı oğlundaydı. Bir türlü toparlanamıyordu. Kenan dudaklarını ıslattı diliyle: - Efendim, kusura bakmayın çok ani oldu ama ben Serpil'le hayatımı birleştirmek istiyorum. Biliyorum bu ne hız diyeceksiniz ama ben hiçbir zaman kararlarımı uzun süre düşünerek vermem. Bu benim yapım. Önsezilerime güvenirim. Zaten her şey ortada. Serpil Hanım gerçekten çok iyi yetiştirilmiş bir genç bayan. Fazla düşünmeme gerek yok. Cahit Bey yutkundu: - İyi de oğlum ya aileniz? Anneniz, kardeşiniz? Onların ne diyeceğini düşündünüz mü hiç? Kenan geriye yaslandı. Müstehzi bir gülümseme vardı dudaklarında: - Cahit Bey, bu hayat benim, benim hayatımı nasıl şekillendireceğime kimse karışamaz. Ben buna izin vermem. Ben kararımı verdiysem, onlar sadece kabullenip saygı duyarlar. Yaşlı adam irkilmişti. Dudaklarını ısırdı. Derin bir soluk aldı. Cevap vermedi... DEVAMI YARIN