Bahar telefonu kapattıktan sonra öleceğini zannetmişti. Hiç hazırlıklı olmadığı bir anda yakalanmıştı Nejat'a. Onun sesini duyunca bütün kanı iliklerinden çekilmiş gibi hissetmişti kendisini. O konuşurken onu sevdiğini haykırmamak için zor tutmuştu kendisini. Yumruklarını sıkmış, tırnakları avuçlarına batarak kanatmıştı ellerini. Dişleri sıkılmaktan zonkluyordu. Gözyaşları yağmur gibi süzülüyordu yanaklarından. Hayatını bitirdiğini düşünüyordu bu konuşmayla. Bundan sonra gelecekten hiçbir beklentisi kalmamıştı. Karnındaki yavrusunun bile kendisini teselli edebileceğine inanmıyordu. Bütün gece sessizce ağladı yatağında. Bundan sonrası artık boştu. Sabah erkenden uyandı. Sabahlığını giyerek günlerdir ilk defa salona indi. Babası ve annesi kahvaltı sofrasındaydılar. Hiçbir şey söylemeden kendinden emin bir şekilde yürüdü, tam karşılarında durdu: - İstediğiniz oldu. Nejat'la konuştum ve ondan ayrılmak istediğimi, boşanma davası açtığımı söyledim. Bitti! Cevdet Bey keyifli bir şekilde gülümsedi: - Doğrusu buydu. Bize yakışmayan, sosyal konumumuza uygun düşmeyen, anası babası bile kimdir bilmediğimiz birisiyle evlenmen bizim soyadımıza yakışmazdı. Böylece sen de biz de kurtulduk. Geçmiş olsun. Bahar acı bir gülümsemeyle baktı babasına: - O kadar kolay değil baba! Ben karnımda sevdiğim insanın yavrusunu taşıyorum. Hamileyim ve ben Nejat'ın bebeğini bekliyorum. Kamuran Hanım az kalsın boğuluyordu bunu duyunca: - Ne dedin sen? Aman Yarabbi, Cevdet bir şey yap! Bahar babasından önce davrandı: - Hiçbir şey yapamazsınız artık. Benden isteyebileceğiniz bir şey kalmadı. Ödeyeceğim bedeli ödedim ben. Bu çocuk bizim çocuğumuz ve onun doğmasına engel olamayacaksınız. Sadece haberiniz olmasını istedim. Ben yavrumu dünyaya getireceğim ve benden ayırdığınız çok sevdiğim kocamın anısı olarak bundan sonra her şeyimi ona vereceğim. Bu sözlerden sonra yine kendinden emin adımlarla çıktı salondan. Cevdet Bey ve Kamuran Hanım kalakalmışlardı. Kadın tiz bir sesle haykırdı kendisine gelince: - Ben istemem Cevdet! Ben bu evde çocuk istemem. Hele o adamın çocuğunu asla istemem. Cevdet Bey ise kaşlarını çatmış, düşünceli bir şekilde başını salladı: - Zorla götürüp yatıramam masaya Kamuran. Çaresiz kabulleneceğiz. Merak etme, nasıl olsa bu kız bana muhtaç. Benim param olmadan hiçbir şey yapamaz. Bunun da bir şekilde çaresini bulmaya çalışacağım. Ama doğmasına engel olamam. Kamuran Hanım sinirli tavırlarla dolandı ayağa kalkıp. İkinci bir şok yaşıyordu karı koca. > DEVAMI YARIN