Acı bir tebessümle baktı onun yüzüne!

A -
A +

Uğur Neriman'ın gözlerinin içine bakamıyordu konuşurken. Aslında sormak istediği o kadar çok şey vardı ki... Neriman ise ilk andaki tedirginliğini atmış, şu birlikte geçen yarım saat zarfında hayatının bu hale gelmesinde en büyük rolü oynayan bu insan karşısında, ona karşı hiçbir şey hissetmediğini fark etmişti. Bunun şaşkınlığını yaşıyordu iç dünyasında. Ne sevgi, ne kızgınlık, ne nefret, ne de acıma! Hiçbir şey kalmamıştı. Kaşlarını kaldırıp yüzüne baktı Uğur'un: - Gül'ü tanımak istiyorsun demek! Uğur başını salladı: - Evet, çocuklarımı tanımak istiyorum. Biliyorum bugüne kadar hiçbir şey yapmadım onlar için ama her şeyin bir başlangıcı var, bu başlangıç geç geldi belki ama bundan sonra benim de onların hayatında katkılarım olsun istiyorum. Belki sana yaptıklarımın, çevreme yaptıklarımın hesabını verme isteğidir bu. Çektirdiklerimin bedelini ödemektir. Bir nevi kendimi tatmin etmek yani... Yoksa çıldıracağım... Neriman acı ve alaylı bir tebessümle baktı onun yüzüne. Hiç sesini çıkartmadı. Birkaç saniye süren bir suskunluktan sonra: - Bana telefon numaranı bırak o zaman, ben Gül ile konuşmalıyım. Bugüne kadar çok sıkıntı çektik ama seni hiç kötülemedim, daha doğrusu senden bahsetmedim bile doğru dürüst. Belki çok çaresiz olduğum birkaç an içinde üstünkörü bir şeyler anlattıysam... Hatırlamıyorum inan. Ama benim bazı şeyleri açıklamam lazım önce. Gül içine kapanıktır. Farklı bir yapısı farklı değerleri vardır. Nasıl karşılar, ne der bilmiyorum. Bana izin ver. Uğur karısının yumuşamış olan sesinden güç alarak yavaşça sordu: - Sen ne yapıyorsun? Nasıl yaşıyorsun? Neriman gözlerini açtı, dik dik baktı karşısındaki adama: - Ben mi? Ben kapıcılık yapıyorum. Bir apartmanın kapıcısıyım on beş senedir. Allah'a çok şükür kimseye muhtaç olmadan geçinip gidiyoruz. Belki kızlarımı istediğim şartlarda büyütemedim ama olsun... Zaten öyle büyütsem de ne olacaktı ki... İşte çekti gitti bir tanesi... Uğur ayağa kalkmıştı: - Üzülme, bir haber çıkacaktır mutlaka... Tanıdığım kimsem de yok ki birilerini devreye sokayım... Bana şu birlikte gittiği adamın adını, burada oturduğu yerin adresini verirsen bir de ben araştırayım bakalım. Belki bir şeyler bulurum, gözden kaçmış şeyler olabilir... Neriman çaresizce baktı Uğur'un yüzüne. O an hayatı boyunca başında bir erkeğin, çocuklarının yanında bir babanın yokluğunu nasıl hissettiğini anladı. İçinden dalga halinde gelen boğuk bir hıçkırık nefesini tıkadı. Rengi kızardı. Güçlükle tuttu kendini o boğuk hıçkırığı dışarıya çıkarmamak için. Başını sallamakla yetindi. İkisi de ayaktaydı. Uğur ceketinin cebinden çıkardığı kalem ile bir kağıdın üzerine bir numara yazıp uzattı: - Bu kaldığım otelin numarası. Bu da cep telefonumun... Her ikisini de yazdım. Neriman dalgın bir şekilde aldı kağıdı, cebine koydu. Elini uzattı Uğur tokalaşmak için: - Teşekkür ederim Neriman. Asaletini yine gösterdin. Bana ne yapsan haklıydın... Genç kadın mahzun, çaresiz ve üzgün bakışlarını gezdirdi adamın yüzünde, tokalaştı ama bir şey söylemedi... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.