"Affedici olmayı öğrenin kızım!" -60-

A -
A +

Firuze hanım anlatıyor, Feryal de dikkatle dinliyordu: - Dünyada bir insanın başına gelebilecek en zor ve altından kalkılması en güç şeylerden biri de nedir biliyor musun Feryal? Haklı iken haksız duruma düşmek. Takdir edilirken yerilmek... Olgunluk her insana nasip olmayan bir hassadır kızım. Olgunluk duygulara esir olmamak, hoşgörülü olmak, kendine prensip edindiğin doğru kriterlere hangi şartlarda olursa olsun sahip çıkmak demektir. Sen söylediklerimdeki mesajları algılayabilecek kadar zeki ve akıllı bir kızsın. Kimseyi düşünceleri için suçlayamazsın, herkes kendisine doğru geleni düşünür, kabullenir. Seninkine uymayabilir. Kimse senin gibi düşünmüyor diye kimseye öfkelenmeye hakkın yok. Kocanın ailesi kendilerine bir kriter belirlemiş, doğru veya yanlış, sen o sınırlara uymamışsın. Burada hata, bu yüzden seni suçlamaları. Bunun acısını senden çıkartmaya çalışmaları. Bir yerlerde birileri yanlış yapıyor sonuçta, bedelini de başkaları ödüyor. Bu meselede en mağdur olanlar, o iki yavrucak. Bak kızım, birazcık hatırım varsa üzerinde, sakın çocuklarına babalarını, babalarının ailesini şikayet etme. Senin problemlerinin, senin anlaşmazlıklarının bedellerini onlar ödemesin. Affedici olmayı öğren. Mücevher çamura düşmekle değerini kaybetmez kızım... Feryal dikkatle dinlemişti Firuze hanımı. Ayağa kalktı: - Teşekkür ederim efendim. Söylediklerinizi asla unutmayacağım. Tamer'i de ziyaret edip benden bir isteği olup olmadığını soracağım. Firuze hanım memnun bir şekilde gülümsedi: - Ben de senden bunu beklerdim kızım. Genç kadın işine çok iyi uyum sağlamıştı. Koordinatörlük görevini o kadar başarıyla yapıyordu ki, artık çok özel ve önemli olmadıkça Firuze hanıma danışmadan kararları tek başına vermeye başlamıştı ve çok da isabetli tespitler yapıyordu. Hastahanenin tüm işleri kontrolündeydi. Firuze hanımın dernek çalışmalarını düzenliyor, akarların hesaplarını yapıyor, yatırımları ile ilgileniyordu. Ayrıca Firuze hanımın sağlığı da Feryal'in kontrolü altındaydı. Doktor randevuları, ilaçları, yiyecekleri, sporu, hayatının düzeninden o sorumluydu. Bu arada çocuklarla daha yakından ilgiliydi. Onlar evde Sema ablalarıyla birlikte hoş vakit geçiriyorlar, sabah kahvaltılarını anneleriyle birlikte yapıyorlar, akşamları da anneleriyle yatmadan önce dolu dolu iki saat geçiriyorlardı. Ozan sanata eğilimleri olan bir çocuktu. Durmadan resim yapıyordu. Firuze hanım bu özelliğe dikkat etmiş, çocuğun o yöne teşvik edilmesini istemişti Feryal'den. Sulu boya takımları, resim malzemeleri almıştı küçük çocuğa. Feryal düzenini kurmuş olmaktan memnundu ve para biriktiriyordu. İçindeki tek ezikliğin nedenini ise kendine bile açıklamaktan kaçınıyor, kocasını hâlâ çok sevdiğini itiraf etmeyi gururuna yediremiyor, zayıflıkmış gibi görüyor, kendi kendisine öfkeleniyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.