Aklına küçük bebeği geldi

A -
A +

Betül telefonu kapattıktan sonra heyecanla bekleyen Hacer'e döndü: - Yok Hacer'ciğim, arkadaşın babası bütün bilgileri almış, araştırıyorlarmış ama bir haber yok. Beklemekten başka yapacak bir şey yok kardeşim. Umutları sönmüş bir şekilde boynunu büktü Hacer. Acısını ve ızdırabını yüreğine gömdü yeniden. İçini çektikten sonra kalktı yerinden: - Ben yiyecek bir şeyler hazırlayayım sana abla, sabahtan beri aç dolaşıyorsun. Betül başını salladı: - Kendine de hazırla, doktor ne dedi? İyi beslenmen lazımmış. Annemler yemiş yemeklerini. Babam öğle uykusuna yatmış, annem de odasında televizyon seyrediyor. Biz ikimiz yiyelim. Hacer yemekten sonra bulaşıkları yıkayıp odasına geçti. Betül de ders çalışmak üzere kendi odasına girmiş, kapısını kapatmıştı. Hacer, Hikmet Kemal Aktunalı ailesinin bir ferdi olmuştu artık. Bir gün önce ona verilen odayı düzenlemişler, odaya bir karyola, bir dolap ve bir koltuk koymuşlardı. Minik ama sevimli bir oda olmuştu. Çiçekli perdeleri, bej renkli badanası, yerdeki devetüyü renkli halısıyla sıcacık bir yerdi. Yatağının üzerine oturdu. "Hakan'ım, benim şansım döndü, dilerim sen de kurda kuşa yem olmamışsındır." Aklına küçük bebeği Nalân geldi. Kim bilir o ne haldeydi, kimlerin eline düşmüştü. İki yavrusunun da özlemi yüreğini yakıyordu. Çaresizlik elini kolunu bağlamış, yüreğini acıtmaktan başka bir şey yapmıyordu. Yatağına uzandı. İçi geçiyordu. Biraz sonra derin bir uykuya daldı. Gözlerini açtığı zaman ilk önce nerede olduğunu algılayamadı. Sonra içeriden gelen sesler aklının başına gelmesine neden oldu. Hızla fırladı yatağından. Uyuyup kalmıştı. Hemen odasından çıktı. Hikmet Kemal Bey ve Münevver Hanım salondaydılar. Gülümseyerek karşıladılar genç kadını: - Hacer, doktor güzel şeyler söylemiş ha? Gülümsedi Hacer: - Öyle dedi Münevver Teyze. Her şey iyiymiş. Allah sizden razı olsun. Hikmet Kemal Bey atıldı: - Biz bir şey yapmadık kızım. Sen de bizim kızımızsın artık. Bir lokma ekmeği bölüşüyoruz işte. Şimdi bırakın bunları da akşama ne yiyeceğiz onu söyleyin. Münevver Hanım bir kahkaha attı: - Ayol sen yemekten başka bir şey düşünmez misin? Bir şeyler hazırlayacağız işte. Acıkmadın herhalde daha. Saat erken henüz... Yaşlı adam muzip bir gülümseme ile göz kırptı Hacer'e: - Midemden bazı sesler gelmeye başladı bile... Hacer kendini tutamayıp güldü. Bütün sıkıntılarına rağmen içinde huzur vardı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.