Handan telefona elini uzattığı anda telefon çalmaya başlayınca irkildi. Hemen açtı. Faruk'tu arayan. Biraz çekingen ama kibar bir sesle sordu genç adam: - Günaydın, rahatsız etmiyorum umarım! - Hayır Faruk Bey, ben de tam sizi aramak üzereydim. Eğer sizin için uygunsa akşam çıkışta görüşebilir miyiz? Faruk heyecanla bağırdı: - Tabii ki... Ben gelip sizi alırım Handan Hanım. Gülümsedi genç kadın ve cevap verdi: - Tamam o zaman görüşmek üzere. Telefonu kapattıktan sonra arkasına yaslandı. Enine boyuna konuşmak istiyordu her şeyi. Akşam mesai bitiminde çıkmadan önce aynaya baktı ve saçlarını taradı. Solgun görünüyordu. Faruk şirketin dışında bekliyordu. Handan'ı görünce hemen indi arabadan ve kapıyı açtı genç kadına, binmesine yardım etti. - İyi akşamlar... - Çok beklemediniz umarım. Bitirmem gereken bir şey vardı o sebeple tam zamanında çıkamadım. Özür dilerim. - Beis yok Handan Hanım. Ben de sizinle konuşmak istiyordum. Tesadüf oldu bu... Handan uzatmaya gerek duymadan hemen konuya girdi: - Bana yaptığınız teklif için önce teşekkür ederim. Onurlandırdınız. Ama biz artık lise çağlarındaki gençler değiliz. Eğer bu evlilik yapılacaksa, enine boyuna konuşmak gerekir diye düşünüyorum. Faruk gözlerini yoldan ayırmadan başını salladı: - Çok doğru düşünüyorsunuz. Ben dün kızlarla konuştum. Fulya sevinçle haykırdı. Çok memnun oldu. İnanın bu kadar sevineceğini tahmin etmiyordum. Handan gözlerini kıstı: - Ya Funda? O ne dedi? Faruk yutkundu: - Onun biraz zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ama doğal değil mi Handan Hanım, dün siz de söylediniz bazı şeyleri kabullenmenin kolay olmadığını... - Çok mu kötü tepki verdi Faruk? Faruk heyecanlanmıştı. Genç kadın ilk defa kendisine ismiyle hitap ediyordu. - Çok kötü denemez. Neden diye sorgulamaya başladı. Sizin kişiliğinizle bir problem yok asla, o annesinin yerine bir insanın yerleşmesiyle problem yaşıyor. Güldü Handan. Bu beklediği bir tepkiydi ve son derece doğal karşılıyordu... DEVAMI YARIN