Alev, babasını görünce irkildi!

A -
A +

Muhittin Bey avukat arkadaşının bürosundan içeriye girerken son derece düşünceliydi. Damadının yaptıklarını bir türlü hazmedemiyor, ama öfkesine de yenilerek geri dönüşü olmayacak zararlar vermek istemiyordu. Duygularını kontrol altında tutabilmek için büyük çaba sarf etmesine rağmen Turgay'la karşılaşmamak için dua ediyordu. Eğer bir yerde karşısına çıkacak olursa bu kadar kontrollü olabileceğine ihtimal veremiyordu çünkü. Avukat Selami Bey Muhittin Beyi görünce hemen ayağa kalktı: - Azizim, telefonda oldukça endişeliydi sesiniz, hayırdır, şöyle buyurun lütfen... Muhittin Beye masasının önündeki maroken koltuklardan birini göstermişti. Tokalaşarak oturdular yerlerine. Adam derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladı. O sırada avukat içeriye giren sekreterine iki kahve siparişi verdikten sonra dikkatle anlatılanları dinlemeye devam etti. Muhittin Bey sözlerini bitirdikten sonra tedirgin bir şekilde baktı avukata: - Bu şartlarda nasıl davranmalıyız Selami Bey? Yutkundu avukat. Arkasına yaslandı. Bu sırada kahveleri de gelmişti. Bir yudum aldı kahvesinden: - Siz, yapılacak tek şeyi yapmışsınız zaten. Rapor... Elimizde bu rapor olduğu müddetçe korkmamız gerekmez. Şimdi hâkimler eskisi gibi değil. Bu konularda genelde kadının yanındalar... Damadınızın ısrarından da korkmayın. Durumu anlatır, icap ederse kızınıza yaklaşmama kararı çıkarttırırız. Bunlar sorun değil. Halledilir hepsi. Ben hemen kızınızdan bir vekâletname alayım. Mahkemeye vakit geçirmeden müracaat edelim. Hiç oyalanmaya gerek yok. Kahvenizi için, birlikte çıkalım. Biraz sonra beraber Muhittin Beyin arabasıyla Sibel'in evine gittiler. Alev uyumuş ve uyanmıştı. Biraz daha iyiydi sabaha nazaran. Babasını görünce irkildi. Muhittin Bey avukatı tanıştırdı. Birlikte notere gidip vekâletnameyi hazırlatacaklardı. Muhittin Bey çıkmadan bankaya telefon etmek istedi. Sibel hemen atıldı: - Ne demek Muhittin Amca lütfen arayın, sormanız bile gerekmez. Az sonra Turgay'ın bankada çıkarttığı hadiseyi öğrenmişlerdi. Muhittin Bey öfkeden köpürüyordu. Avukat Selami ise onu teskin etmeye çalıştı: - Sakin ol Muhittin Bey, bu konuda memurlarından iki tanesi şahitlik yapabilirse bizim için iş tek celselik olur. Sizin damat hata üzerine hata yapıyor. Kontrolü çok fazla olmayan bir adam demek ki. Bunların hepsi onun aleyhine. Muhittin Bey ise dişlerini sıkmıştı: - Böylesine bir şeyle hiç karşılaşmadım ben yahu! Ne biçin insan bu, benim itibarımı zedeliyor ya... Alev korkunç bir suçluluk duygusu altında sessizce önüne bakıyordu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.