"Aliye'm nasıl öğretmen hanım"

A -
A +

Necla Hanım annesi ve teyzesiyle konuştuktan sonra hızlı adımlarla Zübeyde'nin evine doğru gidiyordu. Aldığı habere çok sevinmişti. Bütün mesele Davut'un haberi olmadan Zübeyde'yi alıp Adana'ya inmek ve bir notere gidebilmekti. Köy meydanından geçmemeyi tercih ettiği için arka taraftan dolanıyordu. Davut'un dükkanının önünden yürümek istememişti. Kendi kendine gülümsedi. Olay gecesi Jandarma komutanının imalı gülüşünden her şeyi aşağı yukarı tahmin ettiğini anlamıştı. Davut'un evinin önüne geldiği zaman iki tarafa bakındı. Sonra yavaşça çaldı bahçe kapısını. İçeriden sesler geliyordu. Nefesini tutup bekledi. Az sonra bahçe kapısı açıldı. Zübeyde sapsarı olmuş, dudağının kenarı yarılmış ve gözünün altı morarmış bir şekilde göründü kapıda. Necla Hanım gayri ihtiyari eliyle ağzını kapattı: - Aman Yarabbim! Ne oldu sana Zübeyde? - Gel öğretmen hanım. Gir içeri. Kızımdan haber var mı? Başını salladı Necla gözlerini kadıncağızın yüzünden ayırmadan. - Var... Var canım... Bu yüzünün hali ne Zübeyde? Kadın başını önüne eğdi, suçlu bir şekilde fısıldadı: - Davut! Dün gece sizden sonra çok kötü oldu. Başını kaldırdı ve haykırdı adeta: - Olsun, yapsın, ben razıyım. Kızımı kurtardım ya... O nasıl öğretmen hanım, Aliye'm nasıl? Necla üzgün bir şekilde elini omzuna attı Zübeyde Hanımın: - Merak etme çok iyi. Konuştum bile kızınla. Seni sordu. Anama selam söyleyin dedi. Zübeyde ağlamaya başladı. Gözlerinden inci tanesi gibi dökülüyordu yaşlar: - Ah kuzum benim, ah gül goncam benim. Anan iyi bebeğim, anan sen iyi olduğun sürece iyi. Güzel kızım benim. Necla Öğretmen onun sırtını sıvazladı: - Annemle teyzem avukata gitmişler Zübeyde. Senin bir izin kağıdı vermen gerekiyormuş. Seninle Adana'ya inmemiz lazım. Nasıl yapacağız? Noterden tasdikli bir izin kağıdı verirsen kimse bir şey yapamazmış Aliye'ye. Yarından sonra Davut efendi öğrense bile sen de anası olduğun için ve senin iznin olduğu için bir şey yapamazmış. Yoksa biz çocuk kaçırmış pozisyonundayız şu anda. Zübeyde hanım dudaklarını ısırdı: - Gidelim öğretmen hanım. Nereye gitmek gerekiyorsa hemen gidelim. - Nasıl uzaklaşacağız köyden Zübeyde. Köy meydanında minibüse binerken herkes görecek seni de beni de... Omuzlarını kaldırıp dudak büktü Zübeyde: - Görsün, korkum yok kimseden. Zincirlerimi kırdım gayri öğretmen hanım. Biricik yavrum söz konusu. Kendim için olsa korkarım inan. Ama kızım söz konusu olunca... Necla Öğretmen saygıyla baktı ona: - Sen mükemmel bir annesin Zübeyde Hanım. Mükemmel bir annesin. Başını iki yana salladı Zübeyde. İçini çekti: - Kızım okulu bitirdiğinde söyle bana bunu öğretmen hanım, daha şimdi değil! > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.