Ani bir kararla kalktı yerinden!

A -
A +

Haydar telaşlı bir tavırla girdi kahveden içeriye. Kendisini beklemekte olan Yaşar'ın yanına gelip hemen bir sandalye çekti: - Konuştum aileyle. Beklemeye razılar. İşi sağlama bağlamak için de biraz para verecekler önden. Ama teminat istiyorlar. Yaşar kaşlarını kaldırdı: - Ne göstereceğim ben teminat olarak, bir şeyim yok ki... Haydar öne doğru eğildi: - Oğlum, dudağın uçuklayacak alacağımız parayı duyunca, bu kaçırılmaz. Ben bir şeyler gösteririm. Parayı alınca da işimiz iş... Yaşar karısından doğuma dört ay kaldığını öğrenmiş ve Haydar'a bildirmişti. Sevinçle: - Tamam o zaman, diye haykırdı. Haydar kaşlarını çattı: - Ama peşinattan sana az bir şey veririm. Baştan söyleyeyim. İş sağlama bağlandıktan sonra hesaplaşırız. Ben de kendimi garantiye almak zorundayım. Yaşar boynunu büktü: - Tamam Haydar, sen ne dersen o olsun... Adam yerinden kalkmıştı: - Ben gidip anlaşmamı yapayım insanlarla. Haber bekliyorlar. Yaşar yalnız kalınca keyifle arkasına yaslandı. Çayından keyifli bir yudum aldı. Alacağı paranın hayalini kurmaya başlamıştı bile. Bu arada Hacer ise kocasının ısrarlı sorularından şüphelenmişti. Cahildi ama zeki bir kadındı. Yaşar'ı artık çok iyi tanıyordu. Onun karnındaki bebeğini de para karşılığı vereceğine kesin gözüyle bakıyordu. Yaşama sebebi olan evlatlarını teker teker kaybetmenin verdiği ızdırap kemiriyordu bedenini. Hakan'dan hâlâ ses çıkmamıştı. Üç gündür günde iki defa karakola gidiyor, bir haber olup olmadığını soruyordu. Her seferinde umudunu biraz daha yitirmiş bir şekilde dönüyordu evine. Şimdi de daha doğmadan karnındaki bebeği kaybetmenin korkusu sarmıştı bedenini. Sürekli düşünüyor, kafasında planlar yapıyordu. Sabah Yaşar evden giderken ettiği laf bu konudaki korkularının ne kadar haklı olduğunu göstermişti. Yaşar kapıdan çıkarken: - Bana bak, kendine iyi bak. Karnındaki veledi iyi koru, o benim yüzümü güldürecek... diyerek gitmişti evden. Ağlamaktan bitkin bir haldeydi. Yavaş yavaş vereceği karar kafasında şekillenmeye başlıyordu artık. "Kaybedecek hiçbir şeyim yok Başarırsam tutunurum bir yerden, başaramazsam zaten yaşamanın bir anlamı yok!" diye düşündü. Ani bir kararla kalktı yerinden. Mantosunu giydi. Nezihe'nin kapısını çaldı. Komşusu onu kapıda giyinmiş görünce hayretle sordu: - Hayırdır Hacer? Nereye gidiyorsun?.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.