Kamil Bey önüne konulan dosyadaki kağıtları eli titremeden teker teker imzaladı. Satış gerçekleşmişti. Şirket, ederinin altında ama Kamil Beyin işine yarayacak bir miktara satılmıştı. Şirketi satın alan şahıs villaya da talip olmuş, villanın satışı bir gün önce gerçekleşmişti. Son belgeyi de imzaladıktan sonra kalemi bıraktı masanın üzerine ve arkasına yaslandı: - Hayırlı olsun! Satın alan adam gülümsedi: - Sizin için de beyefendi... Paranız hemen banka hesabınıza aktarılacak. Ayağa kalktı Kamil Bey. Bastonla yürüyordu artık. Yataktan kalkalı iki gün olmuştu. Doktorlar henüz izin vermiyorlardı ama dinlememişti yaşlı adam hiçbirisini. Feridun Bey de yanındaydı, muhasebe müdürü Serdar Bey de. İkisine döndü: - Evet, burada işimiz bitti, gidelim artık. Serdar sen benimle gel, kalan işleri halledelim. Satın alan adama döndü: - Villa için bana bir hafta müsaade edin beyefendi. Bir hafta sonra size teslim edeceğim. Adam tebessüm etti: - Ne kadar zaman isterseniz efendim. Hiç kendinizi sıkıntıya sokmayın. Odadan dışarı çıktılar. Serdar'a döndü: - Şimdi bana borçların hesaplarını getir. Ne kadar neyi karşılıyor görelim... Öğleden sonraya kadar hesaplara baktılar. Borçların tamamı ödendikten sonra çok fazla sayılamayacak bir miktar kalıyordu eline yaşlı adamın. Feridun beye döndü: - Arabamı da satışa çıkarın. Malum yaşamak için bana da para lazım. Sen dediğim araştırmayı yaptın mı Feridun? Baktın mı İzmir'deki o huzurevine? Feridun Bey başını salladı: - Baktım efendim. Mükemmel bir tesis. Biraz yüklüce bir para alıyorlar ama. İşleyişi harika. Gülümsedi Kamil Bey: - Tamam işte, elimizde kalan para da bana orada bir yer bulur. Bundan sonra hayattan bir beklentim yok. Evlatlarım var ama hayır yok. Kimseye yük olmadan yaşayıp gidebilmem için bu kararı verdim. Hemen irtibata geçelim orayla. Müracaatımızı yapalım. Şimdi ben villaya gidiyorum. Araba yıllardır oturduğu evin bahçesine girdiği zaman içinden bir şeyler kopup gider gibi oldu yaşlı adamın. İçeri girince bütün çalışanları topladı etrafına: - Çocuklar, bir hafta sonra burayı boşaltıyoruz. Hepiniz benimle canla başla çalıştınız. Hepinizin tazminatlarını ödeyeceğim. Kendinize yeni bir iş aramaya başlayın. Hepinize istediğiniz referansları hazırladım. Her şey için teşekkür ederim. Hepiniz hakkınızı helal edin. Şimdi bana sütlü bir kahve yapın. Sonra yalnız kalmak istiyorum. Herkes çıktıktan sonra koltuğuna oturdu ve etrafına bakındı. Gözleri dolu dolu olmuştu. Bu sefer sıkmadı kendini. Yaşlar derin çizgilerle kaplı yanaklarından aşağıya süzüldü usulca. Hayatının bir dönemini kapatıyordu ve yeni bir sayfa için artık çok yaşlıydı. Yutkundu ve mırıldandı: "Kader bu işte... Sanırım herkes yerinde rahattır..." > DEVAMI YARIN